8 Mart 2019
Sayı: KB 2019/10

Gerici kuşatmayı ancak işçi sınıfı kırabilir!
Haklarımız ve geleceğimiz için sınıfa karşı sınıf!
“AKP’yi geriletmek” adına savrulma!
Berkin Elvan ve dava süreci
Kredi teşvikleri işe yaramıyor, batık krediler artıyor
Kani Beko’ların grev düşmanlığı
Sermayenin “Rönesans”ı, işçinin Ortaçağ’ı üzerinden yükseliyor!
Lastik sektörü ve işçilerinin durumu üzerine
Burjuvazinin ümidi: Kornilov’un darbesi
TKİP VI. Kongresi kapanış konuşması…
Uzun soluklu bir devrimci yürüyüş!
Kapitalist küresel ekonomide “baharın” sonu
Küresel ısınma
Struma’dan Aquarius’a göçmen gemileri
Kadın işçilerin örgütlenme ve mücadele sorunları
Düzen partilerine verilecek oyumuz yok, sorulacak hesabımız var!
ODTÜ’de gerici baskı ve yasaklara karşı mücadelenin olanakları
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sermayenin “Rönesans”ı, işçinin Ortaçağ’ı üzerinden yükseliyor!

 

Sermaye düzeninin yalanda, riyakarlıkta ve çark etmekte zirve yapan temsilcisi Tayyip Erdoğan, hükümete geldiği günden beri emperyalizm ve işbirlikçi burjuvazi için çalışmaya devam ediyor. Erdoğan’ın şefliği altında AKP iktidarı, işçi sınıfını dinsel gericilikle sersemletti, yarattığı kültürel ve ahlaki erozyonla toplumu alabildiğine yozlaştırdı, hak arama bilincini yok etti, biatçı-şükürcü bir toplum yarattı.

Tüm bunların da sayesinde Türkiye, sermaye için sınırsız bir sömürü cehennemi haline getirildi. Grev hakkı fiilen ortadan kaldırıldı, sınıfın kırıntı düzeyindeki hakları dahi tırpanlandıkça tırpanlandı, sendikal örgütlenmeler azgınca saldırılarla karşılanır oldu. Halihazırda İŞ-KUR üzerinden bedava işçilik bizzat devlet güvencesiyle uygulanıyor. BES adım adım zorunlu tutularak emeklilik hakkı ortadan kaldırılmak isteniyor. Keza kıdem tazminatının gasp edilmeye çalışılması da güncel saldırılardan bir diğeri.

Erdoğan/AKP zorbalığı karşısında emek cephesi geriledikçe sermaye cephesi palazlandı. Türkiye kapitalizminin omurgası Koç Holding’in işletme kârı AKP döneminde %470 arttı. Sabancıların milyonlarca liralık vergi borçları silindi. Diğer yandan AKP imtiyazlarıyla palazlanan yandaş sermaye de semirdikçe semirdi. Peşkeş çekilen araziler, kazananı baştan belli ihaleler, hazine garantili projelerle giderek büyüyen bu şirketler listelerde de üst sıralara tırmandılar.

Forbes Türkiye’nin açıkladığı Türkiye’nin en zengin 100 kişisi listesinin başında yandaş şirketlerden Rönesans Holding’in yönetim kurulu başkanı Erman Ilıcak yer alıyor. Erman Ilıcak sahip olduğu 3,8 milyar dolarlık servetiyle, Yıldız Holding’den Murat Ülker’i 5 yıldır tuttuğu birincilik koltuğundan indirerek Türkiye’nin en zengini oldu.

Rönesans Holding’in bu yükselişinin temelini ise uyguladığı dizginsiz sömürü ve yağmadan kaptığı pay oluşturuyor elbette. 1993 yılında Rusya’da kurulan şirket AKP’li yıllarda semirdikçe semirdi. Türkiye’deki ilk projesini 2004 yılında hayata geçiren holding, o günden beri aldığı ihalelerle kârına kâr kattı. Onlarca AVM inşaatı, Başakşehir, Adana, Bursa, Yozgat ve Elazığ şehir hastaneleri ile Beştepe’deki kaçak saray, şirketin Türkiye’de yaptığı işlerden bazıları. Türkiye’de ekonomik krizin giderek görünür hale geldiği son 2 yılda krizi fırsata çevirenlerden olan Erman Ilıcak servetini yüzde yüz arttırdı. 2016 yılında 2 milyar dolara yaklaşan serveti 2018 yılında 4 milyar dolara dayandı.

2018 yılının en zengini olan Erman Ilıcak, çalıştırdığı işçilere Ortaçağ koşullarını reva görmesiyle biliniyor. Başakşehir’de yapılan İkitelli Şehir Hastanesi’nin inşaatında çalışan işçilerin tahtakurulu yataklarda yatmak zorunda bırakıldıkları ve asgari ücretin altında maaş aldıkları ortaya çıkmıştı. İkitelli Şehir Hastanesi’nde çalışan bir inşaat işçisi Kızıl Bayrak’a yaptığı açıklamada, “7 bin işçilik şantiyede 8 yemekhane bulunuyor. Yetmeyeceği açık değil mi? Yemek molamız kuyruklarda geçiyor” demiş ve “Binlerce işçinin emeği ile yükselen binalar, işçilere mezar olmadığında da ‘en iyi’ koşulda barbarlığın hüküm sürdüğü çalışma kamplarına dönüşüyor” sözleriyle çalışma koşullarını özetlemişti. Rönesans İnşaat’ta haftalık çalışma süresi en az 60 saat. Cumartesi günleri de çalışmanın zorunlu olduğu bu firmada, işçiler ayda yalnızca iki Pazar tatil yapabiliyor, çalışma saatleri -Cumartesileri de dahil- 08.00-19.00. Rönesans Holding’in zenginliği işte bu hırsızlık, sömürü ve kölelik üzerinden yükseliyor.

Kapitalist sistemin özü olan bu köleliğe son vermek işçilerin örgütlenmelerinden, en temel talepleri etrafında birleşerek mücadeleyi yükseltmelerinden geçiyor.

 

 

 

 

Sefalet zammı dayatmalarına tepki

 

Antep’te kârları katlanan tekstil patronlarının işçilere sefalet zammı dayatmaları ve işçilerin huzursuzluğu devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde biz dizi firmada işçiler kısa süreli eylemler yapmış haklarını istemişlerdi.

Son olarak Festival Halı firmasında işçiler 1 saat iş başı yapmadılar. Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) Çukurova Temsilciliği’nin sosyal medyada yaptığı duyuruya göre 4. Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan, Yasin Kaplan’a ait Festival Halı adlı dokuma fabrikasında işçiler %13 zammı kabul etmediler. Bir saat fabrika girişinde, bir saat de içeride bekleyen işçiler ilerleyen günlerde firma müdürleri ile toplantı yaptılar ancak kazanım elde edemediler. İşçilere düşük oranda bir zam yapıldı. Festival Halı’nın diğer bir firması olan Atlantik Halı’da da yüzde 13 zam işçilere baskıyla kabul ettirilmek isteniyor.

Yanı sıra Antep’te başka fabrikalarda çalışan işçiler yine DEV TEKSTİL aracılığıyla seslerini duyurmaya devam ediyorlar. Reis Halı’da işçilerin zorunlu mesaiye bırakıldığı, maaşın bir kısmının elden verildiği söylenirken mesaiye kalmayan işçiler işten çıkarmayla tehdit ediliyor. Reis Halı, Gür Cotton, Canan Tekstil, Durkar Halı gibi firmalarda işçilere henüz herhangi bir zam yapılmış değil. Durkar Halı’da işçiler “Eğer grev yaparsanız isminizi bütün başpınar fabrikalarına veririz, sizi hiçbir yerde işe almazlar” diye tehdit ediliyorlar.




BİSAM Şubat ayı açlık sınırını açıkladı

 

DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Merkezi (BİSAM) Şubat ayı açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı.

BİSAM’ın raporuna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için asgari aylık harcama tutarı 1.965 lira, yoksulluk ise 6.798 lira oldu.

Açlık sınırının 2003 yılı Şubat ayında 440 TL olduğu hatırlatılan araştırmada, 16 yılda 4,5 kat artış yaşandığı ifade edildi. Raporda, sağlıklı beslenmek için yapılması gereken harcamalarda, meyve ve sebze giderlerinin bir yılda yüzde 93,12 arttığı belirtilirken, “Günlük meyve-sebze harcaması 7,22 TL’den 13,98 TL’ye yükseldi” denildi.