Haklarımız ve geleceğimiz için
‘Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayı’nda buluşalım!
Hayat denilen kavga, biz işçi ve emekçiler için gün geçtikçe zorlaşıyor.
Bir avuç sermaye sahibi lüks içinde yaşasın diye milyonlarcamız hayatından oluyor.
Krizin yoğunlaştığı bu süreçte kapitalistlerin üzerindeki yükler bir bir atıldı. İşçi sınıfı olarak bize kesilen faturalar kabardı.
Artan hayat pahalılığı ile ücretlerimiz eridi. Yetiştirilemeyen ihyaçlar birçoğumuzu intiharlara sürükledi. Asgari ücret açlık sınırının altına düştü.
Güvenceli çalışma ortadan kaldırıldı. Esnek, kuralsız çalışma arttı. İşsizlik tırmandı. Araştırmalara göre gerçek işsiz sayısı 6 milyonu geçti.
Bizlere zorunlu BES sermayeye teşvik, bizlere artan vergi yükü sermayeye vergi affı sağlandı. İşsizlik Fonu’na sermayenin katkısı yarıya düşürüldü.
Köle gibi çalıştığımız onlarca yılın karşılığında emeklilikte yaşa takıldık. EYT’lerin sayısı 4,5 milyona yaklaştı.
Bizlerin grevleri yasaklanırken, sermayeye toplu işten atma hak görüldü.
Sendikal hakkımız için mahkeme yollarında oyalanırken sermayedarlara bir gecede yasalar çıkarıldı.
Yoklukta ve bollukta, refahta ve krizde ezilen, sömürülen hep biz işçi-emekçiler oldu.
Birliğimizin önündeki engeller
Fabrikaları, atölyeleri, madenleri, tersaneleri dolduranlar, bu kadar sorunu hep birlikte çeken milyonlar olarak bölündük-parçalandık. Ortak mücadele etmek yerine sürekli engellere takıldık. Omuz omuza çalıştık ama yan yana gelemedik.
Milliyetçilikle, din istismarı ile kutuplaştırıldık, “terör” demagojisiyle düşmanlaştırıldık. Türk-Kürt-Arap, Alevi-Sünni diye ayrıştırıldık.
Sermaye partileri safında yer tutup kendi sınıfımızdan uzaklaştık. Sermayenin hizmetine geçmiş sendikal anlayışla çarpışamadık. Dahası sermayenin zoru, devletin tüm araçları, baskı ve terörünü karşımızda bulduk.
OHAL’lerle, KHK’lerle durdurulduk. ‘İnsanca çalışma’ dedik, tutuklandık!
Sendikalaşmak için yola çıktık, sermaye-devlet işbirliğine tanık olduk.
Grev dedik, başkanlık sisteminden muhalefet edenine kadar hepsini tek vücut karşımızda bulduk. Sendika bürokratlarına güvendik boşa düşürüldük.
Sermayenin hizmetindeki partileri, seçim oyunları, mahkemeleri, polisi, medyası, denetim altına aldıkları sarı sendikalarıyla kapitalist sistem baştan aşağıya örgütlü bir sınıf olarak karşımıza dikildi.
Bu nedenle; Sınıfa karşı sınıf!
İşçi sınıfı olarak sermayenin karşısına dikilme zamanı!
Grevlerle, direnişlerle, işgallerle dişe diş bir mücadeleyle hakkımız olanı kapitalistlerden söke söke alma zamanı!
Her ulustan, her mezhepten, her cinsten, her yaştan işçi, emekçiler olarak sınıf kavgasını büyütme zamanı!
Haklarımız ve geleceğimiz için...
Kapitalist sınıf karşısında işçi sınıfının tutumunu ortaya koymak için,
Ücretli kölelik düzenine karşı emeğin özgürlüğü için,
Sınıfa karşı sınıf bakışını kazanmak, kazandırmak için,
Bizi sömürenlere karşı sınıfın birliğine olan ihtiyacını tartışmak, mücadele taleplerimizi ortaklaştırmak için ‘Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayı’nda buluşuyoruz.
İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele, dayanışma günü 1 Mayıs’ın ön günlerinde kavgamızı daha ileriden sahiplenmeye, haklarımız ve geleceğimiz için mücadele etmeye, ortak talepler etrafında kenetlenmeye, birliklerimizi kurmaya, işçi sınıfını örgütlü bir güç haline getirmeye çağırıyoruz.
Program
* Konular
- Krizin etkileri, taleplerimiz ve emeğin korunması mücadelesi (EYT, işten atmalar, 1 Mayıs, fonların yağmalanması, savaş)
- Sınıfın örgütlenmesi ve önündeki engeller (Taban örgütlenmeleri, ideolojik ve fiziki engeller, sendikal bürokrasi)
* Tiyatro Gösterimi
* Sinevizyon Gösterimi
İletişim: 0536 714 62 06
Kurultay Hazırlık Komiteleri
AKP’li Hak-İş başkanından
seçim açıklaması
Yerel seçimler öncesinde üyesi olan işçilerin AKP’nin adaylarına oy vermesi için canhıraş bir çaba sergileyen Hak-İş’in AKP’li başkanı Mahmut Arslan, gerici iktidara desteğini seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamada da sürdürdü.
Hak-İş ağası gerici iktidarın ve sermaye düzeninin seçim oyununu işçi sınıfı içerisinde meşrulaştırma hizmetine şu ifadelerle devam etti: “Türkiye önemli bir seçimi daha başarılı bir şekilde geride bırakmıştır.
“Seçimler sırasında hepimizi üzen münferit bazı olaylar dışında büyük sorunların yaşanmaması, seçimlerin barış ve huzur ortamında, büyük bir olgunluk içinde ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmiş olması memnuniyet vericidir. Katılım oranının yüksek düzeyde gerçekleşmesi ülke ve demokrasi açısından son derece önemlidir. Seçimlere katılım oranının yüksekliği, halkımızın sandığa ve siyasete olan güvenini bir kez daha ortaya koymuştur.”
Efendisinin “milli irade” demagojisine paralel konuşan Arslan “Seçim sonuçlarına göre, millet iradesini ortaya koymuştur. Türkiye güçlü demokrasisini bir kez daha ispat etmiştir” dedi.
İşçi sınıfını sermaye düzenine ve dümenindeki iktidara yedeklemek ve ucuza sömürülmesinin önünü açmaktan başka bir amaca hizmet etmeyen bu zat bugün bu oklardan kurtulsa bile, saltanatı er ya da geç bizzat işçiler tarafından yıkılmaya mahkumdur. |