İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü... 1 Mayısta iş bırakarak alanlara çıkalım! İşçi-emekçi arkadaş!.. Fabrikandaki, atölyendeki kötü ve sağlıksız çalışma koşullarına, fazla mesailere, ustanın ve patronun hakaretlerine, sefalet ücreti karşılığında köle gibi çalıştırılmana dur demek istiyorsan; İşçi sınıfının büyük bedeller ödeyerek kazandığı sendikalaşma, sigortalı çalışma, 8 saatlik işgünü ve insanca yaşamaya yetecek asgari ücret vb. hakların budanmasına, tek tek elinden alınmasına dur demek istiyorsan; İMF ve Dünya Bankasının emirlerini harfiyen yerine getirenlere, ülke kaynaklarını emperyalistlere peşkeş çekenlere dur demek istiyorsan; İMF buyruğuyla kamuda çalışan onbinlerce sınıf kardeşimizi işsiz bırakmayı planlayanlara izin vermek istemiyorsan; Ben emeğimi, alınterimi, ülkemin ve çocuklarımın geleceğini bu asalak kapitalist takımına yedirtmem diyorsan; Yağmur gibi yağan zamların, işten atmaların, mahkum edildiğin açlık ve yoksulluğun hesabını sormak için, patronlara karşı işçilerin birliği diyorsan; Filistin ve bir bütün olarak Ortadoğu halklarına yönelik emperyalist saldırganlığın paralı askerliğine soyunmuş, gençliğin kanı üzerinden pazarlık yapan sermaye iktidarına ve halkların kırımına suç ortaklığına hayır diyorsan; Sermayenin sömürü ve zulmüne karşı mücadele bayrağını yükselt! 150 yıl önce bu uğurda kavga veren, canlarıyla bedel ödeyen ve 1 Mayısları yaratan sınıf kardeşlerimizin mirasına sahip çık! 1 Mayısa sahip çık! 1 Mayısın sermayenin yüzüne bir tokat gibi çarpmasını istiyorsan, işyerindeki sınıf kardeşlerinle birlikte o güne en iyi şekilde hazırlan! Katılımı örgütle! Unutma, o gün üretimi durdurma ve alanlarda birleşme günümüzdür. İşçi sınıfı olarak sermayeden hesap sorma günümüzdür. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! şiarıyla 1 Mayıs alanlarına! (Ankara Öncü İşçi Platformu Bülteninin
Birçok işkolunda toplusözleşme görüşmeleri sürüyor... Seyirci değil taraf olmalıyız! Birçok işkolunda halen toplu sözleşme süreci devam ediyor. TİSler işçi sınıfının daha iyi çalışma ve yaşam koşulları için kazanılmış bir mevzidir. İşçi sınıfının büyük bölümü sendikal haklardan yoksun olduğu için bu mevziden de yoksundur. Sendikalarda örgütlü kesimler için ise bu mevzi bugün artık neredeyse yitirilmiş durumdadır. Uzun yıllardır TİS dönemlerinde hak kazanmak bir yana, haklarımızın masa başlarında işverenlere bırakılmasına tanık oluyoruz. Çünkü işçi sınıfı TİSlerde bir taraf olamıyor. Bu nedenle sendika bürokratları masa başlarında sermayenin istediği biçimde TİSleri imzalıyor. Hak kazanalım derken elimizdeki hakları dahi koruyamıyoruz. TİSlerin bir hak alma mevzisi olması tamamen işçi sınıfının örgütlülüğüne ve inisiyatifine bağlıdır. Bu olmayınca işçi sınıfının kaderi sendika bürokratlarının iki dudağının arasında kalıyor. Onlarsa ya iradesizlikleri ya da satılmışlıkları nedeniyle sermayeye teslim oluyorlar. Son süreçte bugüne kadar mücadele ederek kazandığımız bütün sosyal ve siyasal haklarımız birer birer gasp edilmek istenmektedir. Bunun önünü kesmek için sendikal örgütlerimizin yanı sıra kendi taban örgütlerimizi de yaratarak TİS ve benzeri komiteleri kurmak ve buralarda mücadele etmek gerekiyor. Sermayenin sefalet ücretlerine, işten çıkarmalara, özelleştirmelere, taşeronlaştırmalara, esnek üretime, keyfi disiplin cezalarına hayır demek TİSlere sahip çıkıp, inisiyatif göstermekle mümkündür. TİSlerin istediğimiz gibi sonuçlanması için, grev silahımızı iyi bir zamanlama ve uzun soluklu olarak düşünmeliyiz. Bunun için bilinçli bir hazırlık gerekiyor. TİSlerde geçmiş kayıpların telafisini içerecek biçimde, ücretlerin asgari olarak insanca yaşamaya yetecek düzeyde yükseltilmesi talebi olmalıdır. Bununla birlikte TİSlerin sadece ücret pazarlıklarına daraltılmasına izin vermemeliyiz. Demokratik haklarımızı elde etmeyi de TİSlerin bir parçası olarak düşünmeliyiz. Örneğin işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayısın TİSde ücretli tatil günü olarak kabul edilmesini öne sürmeliyiz. Kazanılmış haklarımıza ve tarihimize sahip çıkmalıyız. TİSi güvenceye almanın tek yolunun sözleşmemizi sahiplenmekten geçtiği bilinciyle hareket etmeliyiz. TİS komiteleri oluşturmalı, bu komiteler aracılığıyla TİS görüşmelerine katılmayı talep etmeli, sendikacılara temel taleplerimizin TİSde yeralması konusunda tabandan sürekli baskı uygulamalıyız. Yoksa TİSler kazanımla değil, geçmişte olduğu gibi elimizdekilerin masa başlarında bırakılmasıyla sonuçlanacaktır. (Ankara Öncü İşçi Platformu Bülteninin Nisan 2002
Siyonizm ABD emperyalizminin desteğiyle Filistin halkıyla dayanışmaya!.. Siyonist İsrail, Amerikan emperyalizminin Ortadoğu ile ilgili bögesel planları ve kendi yayılmacı hesapları için Filistin topraklarını kana buluyor. Halen devam eden işgalde yargısız infazlarla yüzlerce Filistinli katledilirken, binlercesi dünyanın gözleri önünde alçakça yöntemlerle gözaltına alınıp bilinmeyen yerlere götürülüyor. Kentler yerle bir ediliyor. Her türlü işkence yöntemi vahşice uygulanıyor. Tüm bunları ABD ve İsrailin gerici çıkarları için Filistin halkının direnişini kırmak için yapıyorlar. Amaç zulüm imparatorluklarına karşı hiçbir direniş odağı bırakmamak. Türkiyeyi yöneten sermaye sınıfı ve onun devleti bu vahşetin suç ortağıdır. Ortadoğuda ABD ve İsrail ile Türkiye askeri stratejik bir ittifak kurmuşlardır. Bu bir terör ittifakıdır. Türkiye topraklarında bundan dolayı üçlü tatbikatlar yapılıp, bölge halklarına gözdağı veriliyor, olası bir savaşa hazırlanılıyor. ABD-İsrail-Türkiye askeri işbirliğine son verilmelidir! Diğer yandan sermaye iktidarı İsrailin katliama giriştiği bugünlerde açtığı tank ihalesini İsraile verdi. Böylelikle katliama bizzat parasal desteği Türk hükümeti yapıyor. Tank ihalesi iptal edilmelidir! Bizler, sermaye iktidarının siyonist İsrail ve ABD emperyalizmi ile suç ortaklığına hayır demeliyiz. Bizim safımız Filistin halkının yanıdır. Bizim safımız halkların özgürlüğü, emekçilerin kurtuluşu için direnenlerin yanıdır. Filistin halkının direnişi bizim de direnişimizdir. Emperyalizme, siyonizme ve onların işbirlikçilerine hayır demek ve insanca bir yaşam için direnmek meşrudur. Bu nedenle hepimiz birer Filistinliyiz, Filistin halkının yanındayız! Baskıya, sömürüye, sefalete ve köleliğe karşı direneceğiz! Filistine özgürlük! (Ankara Öncü İşçi Platformu Bülteninin |
|||||