Anadolu Yakası Liseli Gençlik Platformu Bülteninin Mayıs sayısından...
Sınavsız üniversite, parasız eğitim istiyoruz... 1 Mayıstan sonra da faaliyetlerimiz tüm hızıyla devam ediyor. Liselilerin kabusu ve hayatlarında bir dönüm noktası olan ÖSS sınavına karşı bir kampanya başlattık. Kampanyada ilk olarak bildiriler, afişler ve kuşlar çıkardık. Sınavsız üniversite, parasız eğitim hakkı istiyoruz yazılı afişlerimizi E-5 üzerinde öğrencilerin yoğun olduğu Üsküdar sapağına, Acıbadem köprüsüne, Şeyh Şamil Lisesi üst geçidine, Tuzcuoğlu köprüsüne, Bostancı köprüsüne ve Kasacılar durağına yoğun bir şekilde yaptık. Geriye kalan afişlerimizi de okul ve dershane önlerine yapmaya karar verdik. Kartal Lisesine ve bir dershane önüne afiş yaptıktan sonra Kartal Meslek Lisesinin önüne geçtik. Ancak burada afiş yaparken polis tarafından engellenerek gözaltına alındık. 6 saat tutulduktan sonra savcılığa çıkarılarak serbest bırakıldık. Devletin parasız ve sınavsız üniversite isteyenlere bile tahammülü kalmamış. Gözaltındayken polislerin parnız yoksa yaşamayın ölün demesi, bizlere tek çözümün mücadele etmek olduğunu bir kez daha gösterdi. Bastırdığımız bildirileri Kartal Meslek Lisesine, Ertuğrulgazi Lisesine, Köyhizmetleri Anadolu Lisesine ve Atakent Lisesine dağıttık. Hedeflediğimiz yerlere dağıtmaya devam edeceğiz. Elimizdeki kuşları da öğrencilerin yoğun bulunduğu sokaklara, meydanlara ve yollara yaptık. Sonuç olarak; çalışmalarımızı daha da genişleterek sürdürmeye devam edeceğiz. Üniversiteye girmemizdeki en büyük engellerden biri olan ÖSS sınavına ve paralı eğitime karşı mücadele etmekten başka yolumuz yok. Sınavsız üniversite ve parasız eğitim istiyoruz! ALGP
ÖSS ve Meslek liseleri ÖSS sınavı yaklaşırken biz liselileri bir telaş sarmaya başladı. Yıllarca verdiğimiz emek, 3 saat içinde sonuçlanacak ve hayatımızın geri kalanını bu sonuca göre şekillendireceğiz. Eğer şansımız yaver giderse üniversiteye girecek, gitmezse ya işsizliğin ya da ağır çalışma koşullarının dipsiz kuyusunu boylayacağız. Ortaya çıktığından beri adaletsiz olan ÖSS, adaylara okuduğu liseye göre davranıyor. Seçkin devlet okullarını ve kolejleri kayıran sınav sistemi meslek liselerine ise hiç aldırmıyor. Meslek liselilerinin geçmiş sisteme göre üniversiteye girmesi biraz daha kolaydı. En azından liseliyi kurtarmasa da hangi bölümü seçerse seçsin artı puan alabiliyordu. Tabii bu da en iyi okulda 15-20 puan arası değişiyordu. Şimdi uygulanan sisteme göre sadece ve sadece kendi bölümlerini üniversitede seçebiliyorlar. O da sınırlı sayıda; ya üç ya da beş bölüm. Örneğin Ticaret Meslek mezunu bir öğrenci 2, Meslek Bilgisayar mezunu bir öğrenci 4 bölüm seçebiliyor. Buna okulun başarısı ve derslerin yetersizliği de birleşince (lise1den sonra biyoloji, kimya geometri, coğrafya vs. dersleri kalkıyor) üniversite bizler için bir hayal oluyor. Buna karşı oluşacak tepkiyi de düşünen MEB, bizlere sus payı olarak sınavsız üniversite rüşvetini veriyor. İstatistiklere göre İki yıllık yüksek okullara ayrılan kontenjan 177 bin kişi, başvuranların sayısı ise 800 bin kişidir. Ayrıca girişte öncelik sırası ise şöyle; Anadolu Teknik, Teknik Lise ve Meslek Lisesi. Eğer bunlardan kontenjan açığı kalırsa(!) düz lise mezunları da sınavsız geçiş yapabilecekler. Bunlara uzun ve yorucu meslek ders saatleri ve gereksiz müfredat programı eklenince sınavdaki başarımız iyice düşüyor. Özetle söylersek; uygulanan sınav sistemiyle meslek liselilerin üniversiteye girme şansı iyice azalmıştır. Gündeme gelen yeni YÖK yasası ile üniversite kapıları tam anlamıyla bizlere kapatılacaktır. Bu durumu ise kendi lehimize çevirmek bizlerin ellerindedir. Sınav sistemine karşı AOÖBP kaldırılsın!, Herkese sınavsız üniversite!, Yeni YÖK yasa tasarısına ve liselerin harçlandırılmasına karşı Herkese parasız eğitim! şiarlarımızı yükseltmeliyiz. Ancak bu şekilde bizim olan üniversitelere girebiliriz. ÖSS kaldırılsın, herkese sınavsız üniversite hakkı! ALGPli bir meslek lisesi öğrencisi
Filistin direniyor! Filistin topraklarını işgal ederek Filistin halkını katleden İsrail katliamlarına yenilerini ekliyor. İsrailin katliamına karşı Filistin halkı şanlı bir direniş sergiliyor. Tek yürek halinde, korkusuzca ölüme meydan okuyorlar. Onlar bugüne kadar pes etmediler, bugünden sonra da pes etmeyecekler. Direnerek bu karanlık günleri geride bırakacaklar. Zafer her zaman direnenlerindir. Zaferi Filistin kazanacak! Onlar işgal altındaki topraklarında gördükleri tüm zulme ve vahşete rağmen insanlığa büyük bir ders veriyorlar. Hayatları pahasına da olsa gösterdikleri direnişle bizlerin yıkılmaz dediği duvarların parçalanabileceğini gösteriyorlar. Bugün Filistinin çocukları hayatlarını yaşayamadan baskı ve zulümle tanışıyorlar. Savaşın karanlık gölgesinde yaşıyorlar. Ama onlar ölümü sinerek, korkarak, pes ederek beklemediler. Ölümün geleceği saatleri hiç saymadılar. Onlar oyuncak kamyon, bez bebek tutması gereken elleriyle zorbalara ve canilere meydan okuyorlar. Taşlarla, sopalarla savunuyorlar kendilerini. Dün içleri parçalayan yahudi katliamları, bugün Yahudiler tarafından Filistinde uygulanıyor. Katliamcı ruh geri döndü. Fakat Filistinliler, Mahovda Alman Nazilerinin yapmış olduğu Yahudi katliamındaki insanlar gibi ölümü direnişsiz beklemeyecekler. Büyük Kıvılcım
Okul bu yıl iki öğrencisini 1 Mayısa gönderdi Üsküdar Burhan Felek Lisesi verdiği eğitimin doruk noktasına ulaştı! Okul bu yıl 2 öğrencisini 1 Mayısa gönderdi. Ama bunu öğrenciler değil, okulun idaresinde bulunan faşistler başardı. Böylece bu iki öğrenciyi 1 Mayısa uğurladı. Bu iki öğrencinin okulda dolaşırken mideleri bulanıyordu, ama ikisi de 1 Mayısa yürekleriyle gittiler. Orada yürekleriyle bağırdılar. Bir şeyin farkındaydılar; Burhan Felekten sadece ikisinin gelmesi yetmezdi. Gelenler yüreklerini ortaya koyup, diğerlerini biraz bilgilendirip, biraz akılcı davranmalarını söyleyerek onlara yardımcı olmaya çalıştılar. Fakat karşılarında faşistleri değil tam anlamıyla düz bir duvar buldular. Hiçbiri gerçeği görmüyordu, onlar için hayat bir gırgırdı. Ve onlar için hayat birbirlerine takacakları iki lakaptı. Burhan Felek için hala bir umut taşıyor bu iki kişi ama kafalarında şu iki soruyla: Faşistlerle kavga etmek mi daha zor? Yoksa düz duvarı aşmak mı? Yürekleriyle kavgayı kazanırlar ama duvarı aşmak için emri yerine getirmeye programlanmış bir robot gibi davrananların yüreğini değiştirmektir önemli olan. Ve ne olursa olsun o iki yoldaş, o okulda programlarına virüs girebilecek robotların olduğunu biliyorlar ve o gün için hazırlanıyorlar. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! Burhan Felek Lisesinden ALGPli
Korkacaklar yüreğimizdeki inançtan! İnancımızdı o gün birleştiren bizleri. Hiçbir güvencemiz veya hiçbir maddesel beklentimiz yoktu. Attığımız sloganlar ise yüreğimizde hiç kimsenin yıkamadığı, kirletemediği, düşüncelerimizdi. Bu yürüyüşte bizler isteklerimizi, beklentilerimizi haykırdık. Belki de kimse farkında değildi ama onların yaratmaya çalıştığı düzende bir çığlığın başlangıcıydı bu yürüyüş bizim için. Çünkü alışılagelmişin dışında bizler 1 Mayısta taleplerimizi haykırıp geri çekilmeyeceğiz. Taleplerimiz için savaşacağız. Ve uzun da olsa, yorucu da olsa, slogan atmaktan sesimiz de kısılsa, tamamlayacağız birbirimizi. Bu yürüyüşte olduğu gibi korkacaklar gözlerimizdeki pırıltıdan, korkacaklar yüreğimizdeki hınçtan... Kartal Lisesinden Bir ALGPli |
|||||