sonrası terör ve gözaltılar İtalya işçi ve emekçilerinin kitlesel militan hareketliliğinden telaşa kapılan Berlusconi hükümeti bir tutuklama furyası başlattı. Amaç belli. Yükselen ve bir türlü dizginlenemeyen kitle hareketini öncüsüz bırakmak, böylece sokaklara hakim olmak. Cenovada G8e karşı gerçekleşen kitlesel ve militan protesto gösterilerin ertesinde de İtalyan polisi başta Cenova Sosyal Forumunu olmak üzere gösterileri örgütleyenlere vahşice saldırmış onlarca kişiyi gözaltına almıştı. Yeni saldırı furyasının Floransada gerçekleşen Avrupa Sosyal Forumundan bir hafta sonra gerçekleşmesi rastlantı değil. Cuma gecesi başlatılan saldırıda küreselleşme karşıtı hareketin sözcülerinden 20 kişi gözaltına alındı. 7 kişi göz hapsinde tutulurken, 13 kişi cezaevine konuldu. İtalya genelinde 41 kişi hakkında demokratik düzeni bozmak iddiasıyla dava açıldı. Bu yasa 30 yıldan beri hiçbir ceza davasında kullanılmadı. Tutuklananların çoğu Forumun sonunda savaşa ve neo-liberalizme karşı gerçekleşen, bir milyona yakın kitlenin katıldığı o muhteşem mitingi organize edenlerdi. Tutuklamalar duyulur duyulmaz tüm İtalyada tutuklananların serbest bırakılması için eylemler düzenlendi. Başta onbinlerce insanın katıldığı Roma, Milano, Napoli olmak üzere çok sayıda kentte yürüyüşler gerçekleşti, sokaklara barikatlar kuruldu. Bolonyada komünist gençlik ve otonom gruplardan oluşan bir grup savcılık binasını işgal ettiler. Fiat işçileri ise kitlesel işten atma planlarına karşı eylemlerini sürdürüyorlar. Yine Cuma günü bazı yollara barikatlar kurdular. Sosyal itaatsizlik olarak anılan hareket ile Fiat işçilerinin örgütlü olduğu FİON sendikası no global ağını oluşturmuş bulunuyor. Bu oluşum savaşa ve neo-liberalizme karşı protesto gösterisi örgütlemekle kalmıyor, İtalya işçi ve emekçileri içinde tuttukları yer ve faaliyetleriyle büyük bir yankı uyandırıyordu. Berlusconi hükümetini asıl korkutan da buydu. Yani küreselleşme hareketinin işçi sınıfı hareketiyle buluşması...
Dünya gençlik hareketinden... Yunanistanda gençlik faşizme ve Yunanistanda faşist Albaylar Cuntasına karşı 17 Kasımda gerçekleştirilen ilk ayaklanmanın yıldönümü vesilesiyle binlerce genç Atina, Selanik ve diğer kentlerde alanlara çıktı. Eylemlerde faşizme öfkenin yanı sıra emperyalist saldırganlık ve savaş gündemleşti. Yaklaşan emperyalist savaşı ve ABDnin Ortadoğudaki saldırgan tutumunu protesto eden öğrenciler, Atinada polisle çatıştılar. Atinada ağırlıklı olarak sol grupların yaptıkları çağrıyla örgütlenen eylem, Teknik Üniversite önünden başlayarak Amerikan Büyükelçiliğine yürüyüş olarak gerçekleşti. Yürüyüş esnasında polisin taciz ve saldırılarına militan bir yanıt veren öğrenciler, polisi püskürtmeyi başardılar. Daha sonra Amerikan Büyükelçiliği önünde toplanan öğrenciler, ABD bayraklarını ve George Bushun kuklasını yakarak, ABD katildir, bölgede istemiyoruz! sloganını haykırdılar. Selanikte de Amerikan Konsolosluğu önünde bir eylem gerçekleştirildi. Burada da polisin müdahalesine taşlarla gerekli yanıtı veren öğrenciler, ABD Konsolosluğunun camlarını kırdılar. Halkların katili Amerika!, Yunanistan, Kıbrıs, Filistin ve Bütün ordular dışarı, bağımsız ada! gibi sloganların atıldığı eylemde, emperyalizme karşı öfke doruğa ulaştı. Akşam saatlerine kadar süren olaylarda, polis gözyaşartıcı bomba kullandı ve çok sayıda öğrenciyi gözaltına aldı. Afganistanda öğrenci katliamı kitlesel gösterilerle yanıtlandı... Kabilde Pazar gecesi, Kabil Üniversitesi öğrencilerinin kaldıkları yurtlarda su ve elektriğin kesik olması ve yiyecek bulunmamasını protesto etmeleri üzerine başlayan eylemler günlerce sürdü. Sayıları başlangıçta bini bulan öğrenciler, kendilerine saldıran polise taş ve sopalarla yanıt vermişler, kitlenin üzerine ateş açan polis 6 öğrenciyi katletmişti. Arkadaşlarının katledilmesini protesto eden öğrenciler eylemlerini sürdürdüler. Öğrenciler, arkadaşlarının cenazelerinin kendilerine teslim edilmesini istediler. Polis Başkanlık Sarayına yürümek isteyen öğrencileri engellemek için Kabil Üniversitesini kuşattı. Kabildeki öğrencilerin düzenlediği gösteri, kentin son 20 yılda tanık olduğu en büyük gösteri olarak tanımlanıyor. Gösterilerini bir hafta boyunca sürdüren öğrenciler, kendilerine ateş açan ve arkadaşlarını öldüren polislerin yargılanmasını talep ettiler. İranda öğrencilerin protesto eylemleri sürüyor... İranda bir üniversite profesörünün mollaları eleştirdiği için idama mahkum edilmesi üzerine günlerdir protesto eylemleri sürüyor. Profesör için verilen kararın temyize gitmesi için izin verilmesi de protestoları durduramadı. Yüzlerce profesör protesto mektupları yazarken, öğrenciler sokaklarda protesto eylemleri gerçekleştiriyorlar. Tahranda Pazartesi günü yine binlerce öğrenci özgürlük için yürüdü. Öğrenciler İran rejiminin Afganistandaki Taliban rejimi ile benzerliğini kurarak yaptıkları konuşmalarda tüm politik tutsakların serbest bırakılması şiarını da yükselttiler.
Dünyadan kısa kısa... Pakistanda ABD protestosu... İki CİA görevlisini öldürdüğü gerekçesiyle geçen hafta Pakistanda idam edilen Aymal Kasinin cenazesi ABD karşıtı dev bir eyleme dönüştü. 19 Kasımda düzenlenen cenaze töreni için Pakistanın Ketta kentindeki stadyumda 20 bin kişi toplandı. Polisin aldığı yoğun önlemler katılımı etkilemezken, cenazeye katılanlar Kahrolsun Amerika! yazılı pankartlar taşıdılar. Kettada dükkanlar kepenklerini indirdi, kentte hayat bir günlüğüne durdu. Cenaze törenine katılan imam Hüseyin Ahmet Serudi, Kasinin emperyalist Amerika tarafından şehit edildiğini söyledi. Stadyumda toplanan halk, Amerika ve ABD Başkanı George Bush aleyhinde pankartlar taşıdı. Cenaze daha sonra binlerce kişinin eşliğinde, 3 kilometre ötedeki aile mezarlığına götürüldü. Kettadaki tören yapılırken, başkentte de milletvekilleri meclis oturumuna ara vererek, şehit ve kahraman olarak görülen Kasi için dua ettiler. CİA görevlisi Frank Darling ve Lansing Bennetti 1993te otomobillerinde otururken öldürmekten suçlu bulunan Kasi, 14 Kasımda Virginiada zehirli iğneyle idam edildi. Olaydan sonra ABDden kaçan Kasi, 1997de Pakistanda yakalanarak ABDye teslim edilmişti. İngilterede 52 bin itfaiyeci greve gitti... Geçtiğimiz Çarşamba günü tüm İngilterede itfaiyeciler 48 saatliğine iş bıraktılar. İtfaiyeciler hükümetten yüzde 40 ücret artışı talep ediyorlar. 25 yıldan beri ilk kez ülke genelinde greve giden itfaiyecilere kalifiye elemanların aldıklarının çok altında ücret ödeniyordu. Hükümet ayrıca itfaiyecilerin çalışma saatlerini uzatmayı, itfaiye istasyonlarını geceleri kapatmayı planlıyor. İnsanların güvenliğini hiçe sayan bu uygulamaya ise modernleştirme adını veriyor. Grevin başlamasından sonra iki ayrı yerde iki kişi yangında yaşamını yitirdi. İtfaiyeciler sendikası bundan duydukları üzüntüyü dile getirerek, ölümlerden tümüyle hükümetin sorumlu olduğunu vurguladı. İtfaiyeciler hükümetin taleplerini kabul etmemesi durumunda 22 Kasım sabahı 8 gün sürecek yeni bir greve girecekler. Portekizde bir günlük grev... Geçtiğimiz hafta Perşembe günü Portekizde sayıları yarım milyonu bulan kamu emekçileri greve gittiler, bir günlüğüne işi bıraktılar. Emekçiler bu eylemleriyle çalışma politikasını ve hükümetin kemer sıkma uygulamalarını protesto ettiler. Sendikalar grev kararına 700 bin kamu emekçisinin beşte dördünün uyduğunu açıkladılar. |
|||||