ABD Irakta uluslararası güç istiyor...
Büyüyen direniş karşısında
tam bir acz içindeler
Kendi canlarını koruma derdine düşmüş işgalcilerden başkalarını korumaları beklenemez
ABD önderliğinde yürütülen emperyalist saldırganlığı meşrulaştırma, uluslararası yasallık görüntüsü kazandırma işini Birleşmiş Milletler yıllardan beri yürütüyor. Bir başka ifadeyle, BM emperyalist barbarlığa onay veren noter konumunda. Son Irak işgaline onay vermemesi Irak halklarını düşünmesinden değil, ABDnin diğer emperyalist güç odaklarını dışlamasından dolayıdır. Nitekim BMnin Iraka karşı kararlılıkla uyguladığı 12 yıllık ambargo sonucu bir milyon Iraklı çocuk katledilmiştir.
ABD ordusunun koruması altında bulunan Bağdattaki BM merkezi bombalı bir saldırıyla yerle bir edildi. Aralarında BM Genel Sekreterinin Irak özel temsilcisi Sergio Vieira de Mellonun da bulunduğu 23 kişi hayatını kaybetti. 107 kişi de yaralandı. Güvenlikten işgal güçlerinin sorumlu olduğunu dile getiren BM yetkilileri olaydan dolayı ABDyi sorumlu tuttular. BM yıllardır Amerikan saldırganlığına kalkan oluyor. Buna rağmen Amerikan ordusu, Bağdattaki BM karargahını bile korumayı yük saymış.
Saldırıdan sonra BM çalışanları çareyi Ürdüne taşınmakta bulurken, Kızılhaç çalışanları da can güvenliklerinin sağlanamadığı gerekçesiyle Irakı terketmeye hazırlanıyorlar. İnsani yardım kuruluşlarının Irakı asayiş sağlanamadığı gerekçesiyle terketmeleri, işgalci orduların içine düştükleri acze işaret ediyor. Kendi canlarını koruma derdine düşmüş işgalci askerlerin BM, Kızılhaç gibi kuruluşların çalışanlarını korumaları beklenemez.
Savaş çetesi BMyi hedef alan saldırıdan yarar umuyor
BMnin Bağdatta aldığı darbe, savaş çığırtkanı Amerikan medyası tarafından adeta sevinçle karşılandı. Saldırı sonrasında asıl tartışılan konu bu saldırıdan ne tür faydaların sağlanabileceği oldu. İç kamuoyunda günden güne sıkışan Bush ile çetesi BM çalışanlarının ölümünden yararlanmak için kolları sıvarken, CNN gibi medya kuruluşları, ortada hiçbir delil yokken, saldırının, El Kaide bağlantılı Arap mücahitler tarafından yapıldığını yaymaya başladılar. Hatırlanacağı gibi Irak işgalinin temel gerekçelerinden biri Saddam yönetimi-El Kaide bağlantısı idi. Ancak halen bu iddiayı kanıtlayacak bir delile rastlanabilmiş değil. New York Times gazetesine göre ise, Bu saldırı, Amerikan politikasına yönelik eleştirileri susturabilir. ABDnin Irakta yaptıklarına karşı çıkan, savaşa girmemizeitiraz eden BM içindeki çevreler çok zor durumda kalabilirler (...) Bombacılar, BMye saldırarak, Bushun Avrupa ve Arap ülkelerini ikna etmesini kolaylaştırmış olabilir vb. Görüldüğü üzere Amerikan medyası; BM iyi ki vuruldu, sıkışan Bush yönetimi bu sayede belki soluklanacak bir fırsat yakalayabilir, demeye getiriyor.
ABDnin sadık kuyrukçusu İngiltereden de aynı mantık ürünü iddialar ortaya atıldı. İngiliz Dışişleri Bakanı Jack Strawın saldırıya dair değerlendirmesi ise tam bir kara mizah örneği. Straw, saldırının, ABD ve İngilterenin Saddam Hüseyini devirme konusunda ne kadar haklı olduklarını gösterdiğini iddia ediyor. İşgalci emperyalist haydutlar, sorumlu oldukları bir saldırıyı alıp, barbarca icraatlarının haklı gerekçesi haline getirmeye çalışıyorlar.
Iraka asker gönderenler paniklediler
Ankaradaki uşaklar Iraka asker gönderebilmek için didine dursunlar, Iraka asker gönderen Polonya, asker göndermeye hazırlanan Japonya gibi ülkeler işgal karşıtı direnişten duydukları korkuyu artık gizlemiyorlar. Polonya, Bağdat civarındaki yüksek risk taşıyan bölgeden çekileceğini açıkladı. Türkiye Iraka asker gönderirse, Amerikalılar aynı bölgeyi Türk ordusuna devredecekler. Bu arada Japon politikacılar da, BMyi hedef alan saldırıdan sonra, Iraka asker göndermenin çok zor olduğu konusunda birleştiler. Geçen ay Iraka asker yollama kararı alan Japon hükümeti, bu kararını erteleme yoluna gidebilir. Yani ABDnin içinde debelendiği bataklığa başkalarını çekmesi de gittikçe zorlaşıyor.
Bu gelişmeler üzerine sıkışan Beyaz Saraydaki savaş kundakçıları, Irak işgalini savunmak için bir kampanya başlatmış bulunuyorlar. Şimdiye kadar dış politikası tartışmasız kabul gören Bush yönetimi, artık işgalci politikasını savunmak zorunda kalıyor. Bush konuyla ilgili yaptığı açıklamada işgali cepheden savunarak, Iraktan çekilmeyi düşünmediklerini söyledi. Her zamanki gibi teröre karşı savaş teranesini yineleyen Bushun böyle bir açıklama yapma gereği hissetmesi bile, içinde bulunduğu sıkışmanın bir göstergesi. Ancak bu kampanyanın beklenen sonucu vermesi pek olası değil. Muhalifler Bushun iddialarını inandırıcı bulmadıklarını açıkladılar.
ABD Irakta uluslararası güç istiyor
BM karargahına düzenlenen saldırıyı ABD, BMyi işgale katmak için gerekçe yapmaya çalışıyor. Güvenlik Konseyine sunulmak üzere yeni bir karar tasarısı hazırlayan Bush yönetimi, eğer tasarıyı kabul ettirebilirse, BM ülkeleri Irakta güvenliğin sağlanması için asker göndermek durumunda kalacaklar. Tasarı, ABD ordusunun Iraka gönderilebilecek her ülkeden ordunun üzerinde yer almasını da garanti altına alıyor. Kendilerine yeni suç ortakları arayan savaş kundakçıları, buna rağmen Iraktaki denetimin tamamen kendilerinde kalabileceğini umuyorlar.
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile görüşen BM Genel Sekreteri Kofi Annan, tasarıya destek vererek, Amerikan emperyalizminin sadık uşağı olduğunu yeniden kanıtladı. Annan, Irak kaos içinde. Savaştan önce görüş ayrılıkları olduğu biliniyor. Fakat şimdi biraraya gelerek, Irak halkına yardım etmek mecburiyetindeyiz sözleriyle işgalcileri rahatlatacak bu tasarıya destek istedi. Böylece Irak halkına karşı işlenen cinayetlerin birinci dereceden suç ortağı olduklarını bir kez daha tescil etmiş oldu.
Ancak, söz konusu tasarının bu haliyle Güvenlik Konseyinden geçmesi beklenmiyor. Batılı bir diplomatın sözleriyle, Eğer BMye -yani ABD ve İngiltere dışındaki emperyalist ülkelere- Iraktaki güvenlik durumu üzerinde belli ölçüde otorite, sorumluluk veya denetim tanınmazsa, bu tasarı geçmez. Demek oluyor ki, emperyalist güç odakları arasında Irakın yağması üzerine yeniden kirli paylaşım dalaşı baş gösterecek. ABDnin, bu tasarının geçmesini sağlamak için, Irakta Rus ve Fransız şirketlerine daha fazla pay tanımayı kabul edebileceğine dair söylentiler tasarı henüz sunulmadığı halde- ortalıkta dolaşmaya başladı bile. Fransa, Rusya, Çin ve Almanyanın yaklaşımını, Fransanın BM Temsilci Yardımcısı Michel Duclos gayet açık olan şu sözlerle ifade etti, ABD, Iraka asker g&oum;nderilmesini istiyorsa hassas bilgileri ve askeri komutayı da paylaşmak durumundadır. Eşit ve egemen devletlerden oluşan bir dünyada, yükü ve sorumluluğu paylaşmak, bilgi ve yetkiyi de paylaşmak anlamına gelir.
Amerikan emperyalizminin Irakta diğer güç odaklarına söz hakkı tanıyıp tanımaması, ya da genel ifade ile, BM ile sorumluluğu paylaşıp paylaşmaması, Irak işgalinin emperyalist niteliğini zerre kadar değiştirmez. İster tek uluslu ister çok uluslu olsun, işgal işgaldir. Bunun farkında olan Irak halkı, Iraktaki tüm işgal güçlerini hedef alan direnişini sürdürüyor. Basına yapılan çok sayıda açıklamada, Iraka ABDye yardım etmek için gelecek tüm askerlerin hangi ulustan ve dinden olursa olsun- Amerikan askerleriyle aynı muameleyi göreceği altı çizilerek dile getiriliyor.
Irak halkının işgale karşı yükselttiği direniş Ortadoğu halklarının kaderini yakından ilgilendiriyor. Bu direniş, bölge açısından taşıdığı öneme uygun bir ilgi görmeli, güçlü bir enternasyonal destek ve sahiplenmeye konu edilmelidir.
|