5 Mayıs 2017
Sayı: KB 2017/17

Devrimci bir sınıf hareketi için ileri!
2017 1 Mayıs’ı ve sendikal bürokrasi
İstanbul 1 Mayıs’ının ardından...
1 Mayıs’ta Taksim iradesi
Ankara 1 Mayıs’ında ‘Hayır’ çağrısı
Bursa 1 Mayıs’ına 4 bin işçi ve emekçi katıldı
İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda 1 Mayıs
Gebze ve İzmit’te binlerce işçi 1 Mayıs’a katıldı
İllerde 1 Mayıs mitingleri
Türkiye’nin dört bir yanında 1 Mayıs
Devrimci mirası yaşatmak, daha ileriye taşımakla mümkündür!
Avrupa’da 1 Mayıs kutlamaları
Dünyada 1 Mayıs
Avrupa’daki 1 Mayıs kutlamalarından yansıyanlar
Venezuela’daki gelişmeler üzerine
Meşruiyet krizi ve sınır ötesi saldırganlık
Metal Fırtına’da bir dönüm noktası: 5 Mayıs 2015
Yasaklar devrimci iradeyi teslim alamayacak!
Sovyetler Birliği’nin Hitler faşizmine karşı zaferi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

1 Mayıs’ın ardından

Devrimci bir sınıf hareketi için ileri!

 

2017 1 Mayıs’ı dünyanın birçok merkezinde yüz binlerce işçi, emekçi ve gencin katıldığı eylemlere konu oldu. Tunus’tan Fransa’ya, İtalya’dan Endonezya’ya birçok ülkede işçiler, emekçiler ve gençler güncel talepleri ile alanlara indiler. Kimi ülkelerde militan kitle eylemlerine sahne olan 1 Mayıs gösterilerinde, kapitalist bunalımın bizzat ürünü olan işsizlik, yoksulluk, savaş ve yükselen ırkçılık öne çıkan gündemler oldu.

***

Türkiye’de ise 1 Mayıs sürecine koyu bir karanlığın hüküm sürdüğü, baskı ve gericiliğin zıvanadan çıktığı, sömürü koşullarının alabildiğine katmerleştiği bir ortamda girildi. Buna rağmen, işçi ve emekçiler İstanbul’dan Kocaeli’ye, Ankara’dan Bursa’ya, İzmir’den Diyarbakır’a; ülkenin dört bir yanında 1 Mayıs alanlarına indiler. Bu yanıyla, 2017 1 Mayıs’ının Türkiye’de geniş bir ölçekte ve yaygın bir şekilde gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz.

Eylemlerde kıdem tazminatı hakkının gaspı başta olmak üzere; sermayenin işçi sınıfına dayattığı sosyal yıkım politikaları temel bir gündem olarak öne çıktı. İşçi ve emekçiler sermayenin kölelik dayatmalarına ve baskı politikalarına karşı tepkilerini ve taleplerini 1 Mayıs alanlarında güçlü bir şekilde dillendirdiler.

2017 1 Mayıs’ının genel tablosu üzerinden dikkat çeken bir diğer husus ise, hileli referandum sonuçlarına tepki gösteren kitlelerin 1 Mayıs eylemlerine katılımı idi. Özellikle İstanbul Bakırköy, İzmir, Ankara, Diyarbakır, Bursa gibi kentlerde yapılan 1 Mayıs eylemlerinde ‘Hayır’ tepkisi belirgin bir şekilde kendisini hissettirdi. Bu durum kimi kentlerde 1 Mayıs mitinglerine kitle katılımının önceki yıllara oranla artmasını sağladı.

***

2017 1 Mayıs’ı, işçi sınıfının mevcut tablosunu görmek açısından da önemli veriler sundu. Bu yıl Türk-İş’in Ankara’da gerçekleştirdiği 1 Mayıs mitingine belirgin bir şekilde işçi katılımı oldu. İşçilerin gündeminde ekonomik-sosyal haklar varken, Türk-İş bürokratları 1 Mayıs kürsüsünden adeta gericiliğin borazanlığını yaptılar. Siyasal gericiliğin sınıf üzerindeki etkilerini perçinlemek için 1 Mayıs mitinglerini fırsata çevirmeye çalıştılar.

Hak-İş’in Erzurum’da gerçekleştirdiği 1 Mayıs mitingi ise, tam anlamıyla AKP iktidarının kürsüsü idi. Kuran okunarak başlayan mitingde sermaye hükümetinin bakanları boy gösterdiler.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin İstanbul Bakırköy’de düzenlediği mitinge yönelik işçi katılımı ise belirgin bir şekilde zayıf kaldı. Yine İzmir ve İzmit 1 Mayıs’ından yansıyanlar da (işçi katılımı ve coşkusu bağlamına) benzer bir tabloya işaret etmektedir. Bununla birlikte Gebze gibi sınıf mücadelesinin önemli merkezlerinde gerçekleştirilen 1 Mayıs gösterilerinde ise işçi ve emekçilerin hem gövde olarak, hem de talepler açısından damgasını vurduğunu söyleyebiliriz.

Öte yandan, 1 Mayıs tablosu, işçi sınıfının büyük oranda sendikal bürokrasi tarafından denetim altında tutulduğunu, örgütsüz ve dağınık olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.

***

Taksim 1 Mayıs’ını dışta tutarsak, Türkiye çapında gerçekleştirilen 1 Mayıslar büyük oranda düzenin icazet alanlarına sıkışmış bir zeminde ve içerikte gerçekleştirildi. Öyle ki, pankartlardaki şiarların kesilerek sansürlenmesinden, alana giren her türlü materyalin didiklenmesine ya da Ankara’da olduğu gibi alana çanta-poşet sokulmasının daha önden yasaklanmasına kadar bir dizi keyfi dayatma ile karşılaşıldı. Bursa gibi bir işçi kentinde ise 1 Mayıs stadyum içerisinde gerçekleştirildi.

Tüm bunlar, sermaye düzeninin 1 Mayıs şahsında sınıf mücadelesini ezme, izole etme, ehlileştirme ve mümkünse içeriğini tamamen boşaltma çabasının dolaysız bir yansıması olarak hayat buldu.

***

2017 1 Mayıs’ı İstanbul’da bir kez daha ayrışmalara sahne oldu. Sermaye devletinin Taksim’i işçi sınıfı ve emekçilere bir kez daha yasaklaması üzerine, bu dayatmaya boyun eğenler soluğu Bakırköy çukurunda aldılar. Hem de geçtiğimiz yıl verdikleri “77 1 Mayıs’ının 40. yılında Taksim’deyiz” sözüne rağmen.

Yasağı tanımayan ve hiçbir biçimde meşru görmeyen devrimci-ilerici güçler ise 2017 1 Mayıs’ında Taksim iradesi ile alana indiler. Söz konusu ayrışmanın sınıfsal ve politik olduğu gerçeğini atlamadan; ortaya konan Taksim iradesinin sermayenin 1 Mayıs’a vurmak istediği prangaları parçalamak adına anlamlı bir çıkış olduğunun altını çizmek gerekiyor. Özellikle OHAL koşullarında, toplumsal mücadele dinamiklerinin ezilmek istendiği bir dönemde.

Fakat 2017 Taksim 1 Mayıs’ı bir kez daha göstermiştir ki, sınıf mücadelesine vurulmak istenen prangaları parçalamanın yolu, işçi sınıfını siyasallaştırmak ve kitlesel-militan bir mücadele içerisine çekmekten geçmektedir.

***

2017 1 Mayıs’ı önümüzdeki dönem sınıf mücadeleleri açısından birçok ders ve deneyim ortaya çıkarmış bulunuyor. Şimdiki görev, burada en genel hatlarıyla çerçevesini çizmeye çalıştığımız 1 Mayıs tablosunu farklı yönleriyle irdelemek, devrimci bir sınıf hareketi yaratmak bakışı ile sonuçlar çıkarmaktır. Zira, önümüzdeki dönemi kazanmanın yolu işçi sınıfını devrimcileştirmek ve devrimci bir sınıf hareketi yaratmaktan geçmektedir.

 
§