İçindekiler:

2 Ocak 2023
Sayı: KB 2023/01

Emeğin kurtuluşu insanlığın kurtuluşudur!
Kokuşmuş rejimin "sahte müjdeleri" bitmiyor
Kriz: Açlık ve silah üretimini büyütüyor
AKP-MHP rejiminden şirketlere milyarlar
"Kaşıkla verdiğini kepçeyle almak"
Polis kurşunu kol geziyor!
Sarayın geri adımı: EYT
Sermayenin "küfe"si dolu!
İşçi sınıfı sefalete mahkum değildir!
Al birini vur ötekine...
Asgari ücret masasından ortalığa dökülenler
Bekaert grevi: Grev yasakları yok hükmündedir!
Sendikal mücadele ve Greif kriterleri
Dünyada 2023'e girerken, 2022'ye bakmak
İngiltere'de grev dalgası
Almanya'da TİS süreçleri
İsrail'de hükümet kuruldu
Paris'te 2. Kürt Katliamı
Moskova'daki üçlü görüşmeden neler çıkacak?
2022 yılı ve gençlik mücadelesi
Ücretsiz, nitelikli ulaşım haktır, alacağız!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Emeğin kurtuluşu insanlığın kurtuluşudur!

İşçi sınıfı ve emekçiler 2023 yılını yeni bir mücadele aracıyla karşılıyorlar: Emeğin Kurtuluşu!

 

Emeğin Kurtuluşu,1 Ocak 2023’ten itibaren yayın hayatına başlamış bulunuyor!

Seçtiği isim ve onu tamamlayan “Emeğin kurtuluşu insanlığın kurtuluşudur!” şiarı, gazetenin sınıflar mücadelesindeki konumunu, iddiasını ve misyonunu en özlü bir biçimde ortaya koyuyor.

***

Sistemli emek sömürüsü, içinde yaşadığımız kapitalist sistemin en temel gerçeğini oluşturmaktadır. Günümüz dünyasında ve Türkiye’sinde, artı değer üretimine dayalı emek sömürüsü kesintisiz devam etsin diye, geniş emekçi yığınlar bir avuç asalak kapitalist tarafından sayısız araç ve yolla boyunduruk altına tutuluyor. Buna ücretli kölelik sistemi diyoruz.

Kapitalist sistemin çarkları döndükçe, burjuvazi servetine servet katıyor. Tüm zenginlikleri ve toplumun temel ihtiyaçlarını üreten milyonlarca işçi ve emekçi ise ağır çalışma koşulları altında yarı aç, yarı tok bir yaşam sürdürüyor. Kapitalist üretim bir yanda muazzam bir zenginlik, öte yanda kitlesel yokluk, yoksulluk ve açlık yaratıyor. Bu akıl almaz döngünün sürmesi, yani haramiler saltanatının ayakta kalması için, sermaye sınıfı her türlü yol ve yöntemi kullanıyor. Elinde tuttuğu örgütlü şiddet aygıtı devlet başta olmak üzere yargısıyla, medyasıyla, tüm öteki ideolojik-kültürel aygıtlarıyla, diyanetiyle, cemaat ve tarikatlarıyla ve elbette işbirlikçi sendika bürokratlarıyla, emek üzerindeki köleci boyunduruğunu sürdürmeye çalışıyor.

Emeğin Kurtuluşu, işçi sınıfının ve emekçilerin bu boyunduruktan kurtulması, sermaye köleliğinden özgürleşmesi mücadelesinin kürsüsü, işçi sınıfının sesi-soluğu olmak iddiasıyla yola çıkıyor. Sadece bir kürsü olarak değil, bizzat sınıflar mücadelesinin mevziisi olarak yayın hayatına başlıyor. Tepeden tırnağa örgütlü olan sermaye sınıfı karşısında işçi sınıfını bilinçlendirmek, harekete geçirmek ve örgütlü bir güç haline getirmek misyonuyla mücadele sahnesindeki yerini alıyor.

***

Günümüz dünyasında yaşanan tüm sorunların, sınıfsal, ulusal, cinsel vb. her türden eşitsizliğin gerisinde kapitalist-emperyalist sömürü düzeni yer almaktadır. Kapitalizm işçi sınıfı üzerindeki sömürü zincirlerini kalınlaştırırken, ezilen uluslar ve emekçi kadınlar üzerindeki baskı ve köleliği de her adımda perçinliyor. Daha fazla kar, rant ve zenginlik uğruna çevresel yıkımı görülmemiş boyutlara taşıyor.

Dünya üzerindeki zenginlikleri yağmalayan emperyalist güç odakları bütün bir insanlığı felaketlerin eşiğine sürüklüyor. Emperyalistler arası egemenlik mücadeleleri yeni savaşların yaşanmasına, halkların yaşamının cehenneme çevrilmesine, bu arada tarihsel-kültürel birikimin yıkıma uğramasına yol açıyor. Günümüzün tüm gerçekleri, bu sistem insanlığın gelişimi ve tarihsel ilerlemenin önünde artık katlanılamaz bir engele dönüşmüş bulunduğunu gösteriyor.

Bu engeli aşıp burjuva sınıf egemenliğine dayalı kapitalist sömürü düzenini tarihin çöplüğüne gönderecek yegâne güç, toplumsal üretim ilişkilerindeki konumu gereği işçi sınıfıdır. İşçi sınıfı, bu konumunun yüklediği misyonla harekete geçtiğinde, örgütlü-devrimci bir güç olarak mücadele sahnesine çıktığında, insanlığın kurtuluşunun önü açılacaktır. Dolayısıyla emeğin kurtuluşu, kapitalizm koşullarında baskı altında tutulan tüm toplumsal kesimlerin, ezilen ulusların, çifte sömürüye maruz bırakılan emekçi kadınların, geleceksizlik dayatılan gençliğin kurtuluşunun da biricik ön koşuludur.

Emeğin Kurtuluşu gazetesi bu bakış açısıyla siyasal mücadelede yerini almak için yola çıkıyor.

***

Toplumsal-siyasal yaşamda hiçbir şey boşluktan doğmaz. Emeğin Kurtuluşu gazetesi de büyük bir tarihsel birikim üzerinden yayın hayatına başlıyor.

Emeğin Kurtuluşu gücünü, bilincini ve birikimini ezilen sınıfların tarihsel mücadelelerinden alıyor. Köle ayaklanmalarından köylü isyanlarına, Paris barikatlarından şanlı Ekim Devrimi’ne uzanan insanlığın özgürleşme yolculuğunun birikimi üzerinde yükseliyor.

Emeğin Kurtuluşu, bu topraklarda işçi sınıfı ve emekçilerin on yıllardır kesintisiz olarak sürdürdüğü mücadelelerin, bu mücadelelerin yarattığı birikimin dolaysız bir ürünü olarak yayın hayatına başlıyor. Kaveller’den, Paşabahçeler’den, 15-16 Haziranlar’dan, Tarişler’den, 1 Mayıslar’dan, Bahar Eylemlerinden, Madenci direnişlerinden, Metal Fırtına’lardan, Greiflar’dan güç alan Emeğin Kurtuluşu, tüm bu birikimi daha ileriye taşımak iddiası ile yola çıkıyor.

2023 yılının ilk gününde ilk sayısını çıkarmış bulunan Emeğin Kurtuluşu’na, emeğin kurtuluşu mücadelesinde üstlendiği bu büyük sorumlulukta başarılar diliyoruz. İşçileri, emekçileri, kadınları, gençleri ve tüm ezilenleri Emeğin Kurtuluşu’na sahip çıkmaya çağırıyoruz.

***

“Bir zincir yitirenler bir dünya kazanacak!”

2023 işçi sınıfının kazandığı bir yıl olacak!

Emeğin Kurtuluşu gazetesinin ilk sayısı “Bir zincir yitirenler bir dünya kazanacak! 2023 işçi sınıfının kazandığı bir yıl olacak” manşeti ile yayınlandı.

Gazetenin kapak yazısında 2022 yılında işçi sınıfı cephesinde yaşanan gelişmeler ve sınıfa dönük saldırılar ele alınıyor. Geçtiğimiz yıl yaşanan grev ve direnişlere işaret edilerek, işçi sınıfı saflarındaki mücadele arayışının devam ettiği vurgulanıyor.

Kapak yazısının sonunda 2023 yılında mücadeleyi büyütme çağrısı yapılarak şu ifadelere yer veriliyor:

“Karşı karşıya kaldığımız tüm saldırılara, onur kırıcı dayatmalara ‘dur’ demek, örgütlü birleşmiş bir sınıf olmakla mümkündür. Bu da bizi ayrıştırmak için kullandıkları her türlü oyuna karşı uyanık olmakla mümkündür. Bizleri bölüp ayrıştıran, birliğimizi zedeleyip zayıf düşüren yapay ayrımlara prim vermemek, sınıf kimliğimiz etrafında birleşmek gereklidir. Sınıfımızın mücadele deneyimleri ve birikimlerine yaslanarak 2023’ü sermaye sınıfı ve uşaklarının korkularını büyüttüğümüz bir yıla çevirebiliriz.”

“Emeğin Kurtuluşu’ndan” köşesinde yer alan “Çıkarken” başlıklı yazıyla ise işçi ve emekçiler selamlanıyor. Gazetenin temel misyonu ve görevleri tanımlanarak şunlar ifade ediliyor:

“Öncü işçilere emekçilere düşen en temel görevi, yani birleşik, siyasal bir sınıf hareketini örgütlemek görevini kendi cephemizden omuzlamak, bu yönde gösterilen diğer çabalara destek sunmak için yayın hayatına “Merhaba” diyoruz. Sömürü, baskı ve adaletsizlik üzerine kurulu bu düzenden tüm insanlığı ancak sınıfımızın kurtarabileceğine inanıyoruz. İşçileri, emekçileri, kadınları, gençleri bu davaya omuz vermeye çağırıyoruz.”

Aralık 2022’de belirlenen asgari ücret gündemi, “Açlık ücretini reddediyoruz!” başlıklı yazıda ele alınıyor. Aralık ayında Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun sergilediği mizansen aktarılarak şu ifadelere yer veriliyor:

“Artık yeter! Bizlere bunları dayatan kapitalist sömürü düzenidir. Bu düzen biz işçilerin emeklerinin sömürülmesi ve sermayenin daha fazla kar etmesi üzerine kuruludur. Belirlenen açlık ücreti de bunun en somut göstergesidir. Sermaye, devlet ve sendika bürokratları bizlere açlık sınırında bir yaşamı dayatarak açıkça meydan okuyorlar. Şimdi adım atma sırası bizde. Onların açlık, onursuzluk ve kölelik dayatmalarını kabul etmiyoruz.”

Emeğin Kurtuluşu’nun orta sayfasında ise 2022 yılının sınıf hareketinin tablosu sunuluyor. “2022 işçi eylemleri dalgasına sahne oldu!” başlıklı yazıda yılın ilk aylarında yaşanan işçi direnişleri aktarılarak, bu süreçte öne çıkan Pressan, Gemi Söküm, Bekeart vb. işçi eylemleri anlatılıyor. Yazı, 2023 yılına dair şu çağrı ile sona eriyor:

“2022 yılında gerçekleşen eylem dalgası, yılların biriktirdiği hoşnutsuzluğun doğal sonucu olarak yaşansa da, bize daha güçlü? bir işçi hareketi için koşulların giderek olgunlaştığını gösteriyor. İşçi sınıfı tabandan yükselen bir öfkeye dayanan, büyük bir bölümüyle mevcut hâkim sendikal yapının dışında, kimi zaman bizzat bu yapıya rağmen, fiili-meşru bir çizgide hak talep ediyor.

2023 yılında işçi sınıfının sermaye düzeni karşısında geriye gidişini durdurması için koşullar her zamankinden daha uygun durumda.

O halde görev, 2022 yılının rüzgarını da arkasına alarak, yeni yılı kazanabilmek için fabrikalarda somut talepler etrafında oluşacak taban örgütlenmelerine girişmektir. Bu örgütlenmeleri birleşik bir çizgide fiili-meşru bir mücadeleye yönlendirmektir.”

Fabrikalardan işçi mektuplarına da yer verilen Emeğin Kurtuluşu’nun ilk sayısında yer alan diğer yazıların başlıkları ise şöyle:

- “İstismar” çürümüş düzenin aynasıdır!

- Kazanılmış haklarımız lütuf olarak sunulamaz!

- Kaynağı alınterimizken, kurda kuzu emanet etmek!

- Bekaert Grevi hepimizin grevidir!

- Kazanmanın yolu: Fiili meşru mücadele!

- Söz söylemek yasaksa açlık kaçınılmazdır!

- Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor!

- Emeğin kurtuluşu kadının da kurtuluşu olacak!

- Düzenin uysal köleleri olmayacağız!

- Ücret nedir?

- “Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde!”

- Bir ülke düşünün...