5 Temmuz 2019
Sayı: KB 2019/25

İşçi ve emekçilere kazandıracak olan sınıf mücadelesidir!
Saray rejimi G-20 Zirvesi’nde silah tekellerine teslim oldu
İlerici-devrimci güçlere yönelik saldırganlık devam ediyor
Haziran ayı işçi hakları ihlalleri raporu
TÜPRAŞ sözleşmesinde sermayedarın ve onun uşağı YHK’nın kararını tanımayalım!
TÜPRAŞ’taki sözleşme süreci üzerine
Türk Metal Genel Kurulu’ndan yansıyanlar
Bir direniş daha sendikal bürokrasiye takıldı!
“Sağlık emekçileri sorunlarına sahip çıkmalı, mücadele etmeli!”
“Migros’un bütün iştiraklerini eylem alanı ilan ettik!”
Bir dönemin sol aydın kuşağı üzerine - H. Fırat
G20’deki gelecek tasviri ya da kapitalizmin acizliği!
Almanya’daki MİT faaliyetleri
Almanya’da yeniden tutuklanan TKP/ML tutsakları için ortak açıklama
Paris’te iş intiharlarına karşı mücadele paneli
BM raporunun yansıttığı dünyada kadın gerçekliği
Sermayenin ucuz işgücü: Çıraklık
Çorlu tren katliamı davası: Mahkeme heyeti çekildi
Sivas’ta katledilenler eylem ve etkinliklerle anıldı
Ölümünün 26. yılında Rıfat Ilgaz’ı saygıyla anıyoruz...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Almanya’da yeniden tutuklanan TKP/ML tutsakları için ortak açıklama

 

15 Nisan 2015 tarihinde, Alman devleti ve Türkiye devletinin işbirliği ile gerçekleştirilen operasyonda TKP/ML üyesi oldukları iddiasıyla tutuklanan 10 kişiden 8’i daha sonra serbest bırakılırken Deniz Pektaş ve Müslüm Elma ise tutuklu olarak yargılanıyordu.

Serbest bırakılanlardan Dr. Banu Büyükavcı, Dr. Sinan Aydın, Sami Solmaz 25 Haziran günü gerçekleşen duruşmada yeniden tutuklanmıştı.

Yeniden tutuklama saldırısı karşısında ortak bir açıklama yapana devrimci, demokrat kurumlar tahliye olduktan sonra da mücadelelerine bağlı kaldıklarını açıkça vurgulayan Büyükavcı, Aydın ve Solmaz’ın yanında olduklarını belirtirken açıklamada şu ifadeleri kullanıldı:

“Devrimci mücadele ve ideallerinin haklı ve meşru olduğunu ve buna bağlı kalacaklarını ifade eden 3 devrimciye yönelik bu saldırıyı, şiddetle kınıyoruz. Devrim davasına bağlı olan, devrimcilerin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz.

Alman emperyalizminin, Faşist Türk Devleti ile işbirliği içerisinde yaptığı bu saldırıyı, devrimci ideallerimize, temel siyasal haklarımıza ve mücadele gerekçemize yapılan saldırı olarak görüyoruz. Tutuklanan 3 devrimciyi her koşulda sahipleneceğimizi ifade ediyoruz.

Tüm devrimci, demokratik kamuoyunu saldırılara karşı, tutsak edilen devrimcileri sahiplenmeye çağırıyoruz.”

Dr. Banu Büyükavcı, Dr. Sinan Aydın, Sami Solmaz ile tük siyasi tutsakların serbestbırakılması çağrısıyla sona eren açıklamaya imza atan kurumlar ise şu şekilde:

AGEB (Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği)

MOR-KIZIL KOLEKTİF

İTİF (İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu)

ATİGF (Avusturya Türkiyeli İşçi Gençlik Federasyonu)

AvEG-Kon (Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu)

ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)

KON-MED (Almanya Kürdistanlı Topluluklar Konfederasyonu)

SYKP – Avrupa (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi)

BİR-KAR – Avrupa (İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu)

Redaktion Klassenstandpunkt (Sınıf Dayanışması-Almanya)

PDA (Emek Partisi Avusturya)

KJÖ/KSV (Avusturya Komünist Gençlik/Komünist Öğrenciler Birliği)

Rot Front Kollektiv (Kizil Cephe Kolektifi - Avusturya) 

KOMintern (Komünist Sendikal İnisiyatif Enternasyonal)

KKP (Kürdistan Komünist Partisi)

ASM (Avrupa Sürgünler Meclisi)

Mücadele Birliği Platformu

Devrimci Cephe

 

 

 

 

Fransa’da binlerce sağlık emekçisi bakanlığa yürüdü

 

Fransa’da sağlık çalışanlarının ağırlaşan kötü çalışma koşullarına dikkat çekmek, sağlık alanında daha fazla personel alınması ve ücretlerin iyileştirilmesi için Mart ayı ortasında başlattıkları grevler kararlılıkla devam ediyor.

Grev kararlılığı sürerken sendikaların (CGT, FO, SUD) ve “Aciller arası Kolektif”in çağrısıyla 2 Temmuz günü Fransa’nın birçok yerinden Paris’e gelen binlerce sağlık emekçisi Ekonomi Bakanlığı’nın bulunduğu Bercy’den Sağlık Bakanlığı’na yürüdü. Alım gücünün iyileştirilmesi, işten atmaların durdurulması, ücretlerin arttırılması, personel sayısının arttırılması, hastaların sedyelerde tutulmasına karşı yatak sayısının çoğaltılması, sağlıkta proje yasasının geri çekilmesi, ücretlerin 300 avro değerinde yeniden değerlendirilmesi, acil servislere 10 bin, yaşlılar yurdu EHPAD’lara ise acilen 40 bin yeni sağlık görevlisinin gerekliliği vurgulandı.

Sermaye devletinin Macron eliyle uygulamaya koyduğu kamuda reformlar sağlık alanında da “Sağlıkta Yasa Projesi” olarak devreye sokulmak isteniyor. Seslerini duyurabilmek için birçok kez sokaklara çıkan sağlık emekçileri sermayenin sağlıkta yıkım politikalarına boyun eğmemekte kararlı görünüyor. Mart ayı ortasında Paris St Antoine hastanesinde başlayan grev 4.cü ayında sürerken Temmuz ayının ilk günlerinde 153 hastanenin acil servisi,100 EHPAD-Yaşlılar Yurdu olmak üzere her gün yenileri eklenerek toplamda 510 sağlık kurumunda süresiz grev olarak devam ediyor.

Grevci ya da izinli sağlıkçılar, yer yer polis gücü kullanılarak göreve döndürmeye zorlanılıyor. Çalışma koşullarının dayanılamaz hale gelmesi nedeniyle Besançon’da görevli hemşirelerin tümünün geçtiğimiz günlerde hastalık izni aldığı açıklandı. Birçok hastanede ise doğumların personel yetersizliği nedeniyle gerçekleştirilemediği servislerin kapandığı ve 40-50 kilometre uzaklıkta bulunan hastanelere yönlendirildiği belirtiliyor.

27 Haziran’da yayınlanan bir Odoxa anketine göre, Fransızların % 92’si ve sağlık çalışanlarının % 96’sı koşulsuz olarak acil servislerde etkili olan grevi destekliyor.

 

 

 

 

Libya’da göçmen merkezine hava saldırısı: En az 40 kişi öldü

 

Libya’nın başkenti Trablus yakınlarındaki Tajoura’da bulunan göçmen merkezine 2 Temmuz’da bir hava saldırısı gerçekleşti. Saldırıda en az 40 kişi yaşamını yitirdi. 80 kişinin de yaralı olduğu bildirildi. Ölenlerin çoğu Afrikalı göçmen.

AFP’ye konuşan acil yardım servisi sözcüsü Osama Ali, hava saldırısının hedef aldığı hangarda 120 kadar göçmenin bulunduğunu ve ölü sayısının artabileceğini belirtti.

Saldırı, Hafter’e bağlı güçlerle Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında Nisan’dan bu yana yaşanan savaşta ilk kez bu denli sivil can kaybının olduğu saldırı olarak kayda geçti.

Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Başbakanı Fayez el-Sarraj, saldırıdan Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu’nu sorumlu tuttu. Libya Ulusal Ordusu ise iddiaları yalanladı.