İzmir İHDnin ÖO Direnişi ile ilgili etkinliği...
Dışarıda kanıksanan durumu değiştirebilsek
bu içeriye de yansıyacak 16 Şubattaki eylemin ardından gerçekleşen söyleşi etkinliğini İHD Şube Başkanı Günseli Kaya yönetti. Gelinen sürece kısaca değindikten sonra gelen konuklar görüş ve önerilerini dile getirdiler. G. Kaya konuşmasında şunları söyledi: ...Biz İHD olarak gerek 19 Aralık öncesi gerek sonrasında hem kurum olarak hem de Hücre Karşıtı Platformda yer alarak, ölümlerin durdurulması ve diyaloğun için elimizden gelen herşeyi yaptık. Hatta 10-15 kişiyle bile eylem yaptık. 70i aşkın davamız var ve 4.5 milyar tutarında para cezası aldık. Bunlarla övünmüyoruz. Çünkü yapılması gereken yapılmalı idi. 19 Aralıktan önce şu veya bu biçimde ilgi gösteren sendikalar ve diğer kurumlar 19 Aralıktan sonra iyice çekildiler. Baro ve TTB ile ortak birçok işi ve bilgi akışını sağladık. Şimdi ise Baroların önerdiği 3 kapı-3 kilit formülasyonunu desteklemekle kalmıyor, bu öneri ekseninde diğer kurumları harekete geçirmeye çalışıyoruz. Daha sonra Günnaz ana, Hatice ana ve diğer tutsak yakınları söz alarak özellikle ziyaret esnasında yaşadıkları sorunları aktardılar. Bıktıran ve tacize varan aramalar, getirilen eşyaların yakınlarına verilmemesi, gelen ve giden mektupların karalanması, tutsakların görüş ve mahkemeye gidişlerinde ayakkabılarına kadar yapılan, insan onuruna yakışmayan arama ve dayatmalar ve buna karşı çıkanların kaba dayaktan geçirilmesi vb. baskıları anlattılar. Bu yaşananları başta yasal sol partiler olmak üzere değişik kurumlara anlattığımızda ve destek istediğimizde neredeyse bizleri bir dövmedikleri kalıyor dediler. Hatice ana yaşadıklarını şöyle anlattı: Öyle ki, bir sol partinin imza kampanyası vardı. Ben F tipindeki yaşananları biraz olsun anlatmaya çalıştığımda sosyalistim diye geçinen bir yetkili aynen şunları söylüyordu bana; uslu olsalardı girmeseydiler. Ben de onlara sizin söylediklerinizi polis ve jandarma da söylüyor dedim . Bir baba ise şu sözleri ekledi: Düzen bu partileri öylesine ehlileştirdi ki, sözde de olsa destek olmayı bırak, devletin yaptığı zulmü onaylar duruma geldiler. İzmir Barosu Cezaevi Komisyonu avukatlarından Av. Bahattin Özdemir ise şunları söyledi: Öyle bir duruma geldik ki, birkaç avukat arkadaş birlikte biz de tutuklu ve hükümlü yakını olduk. Sadece ben yüze yakın suç duyurusunda bulundum. Hukuksal boyutta bakıldığında bile o kadar hak ihlali yaşanıyor ki, ne yapacağımızı şaşırır duruma düştük. İçerinin havası ile dışarının havası bir değil. Dört baronun önerdiği 3 kapı-3 kilit aslında tecriti ortadan kaldırmıyor. Biraz olsun sınırlıyor. Dışarıda kanıksanan durum biraz değişse veya değiştirebilsek bu durum içeriye de yansıyacak. Ama öyle gözüküyor ki, hemen olacak gibi değil. İki saati aşkın süren söyleşide birkaç somut öneri sunuldu. Bunlardan birkaçı film gösterimi, panel ve bildiri dağıtımı yapılması idi. İHD Şube Başkanı Günseli Kaya bir işçi sendikasının F tipi cezaevi konulu söyleşi için salonunu vermesinin sevindirici olduğunu belirttikten sonra, Hak ihlalleri ve baskılar sadece cezaevlerinde değil işçiler, emekçiler, öğrenciler ve diğer meslek gruplarına da uygulanmaktadır. Gün geçtikçe yenileri eklenmektedir. Umarız bu başlangıç olur, daha geniş paltformlarda bir araya geliriz diyerek, sorunun dışarı ayağına dikkat çekti. Diğer konuşmacılar da hayatımız F tipine çevrilmektedir sözleriyle sorunun özünü ortaya koydular. R. Deniz/İzmir
İHD eylemleri... İstanbul İHD eylemine saldırı... İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi F tipi cezaevlerine karşı süren Ölüm Oruçlarının sona ermesi için bir basın açıklaması düzenledi. 3 kapı 3 kilit formülünün kabul edilmesini ve Ölüm Oruçlarının daha fazla can kaybı olmadan bitmesini isteyen İHD üyeleri, 20 Şubatta saat 13:00de Sultanahmet Parkında biraraya geldiler. Ancak basın açıklaması yapılmasına izin vermeyen kolluk güçleri, aralarında Şube Başkanı Eren Keskin ve ailelerin de bulunduğu kitleye vahşice saldırdı. 16 kişiyi gözaltına aldı. Akşam Sultanahmet Adliyesine götürülen insan hakları savunucuları serbest bırakıldılar. SY Kızıl Bayrak/İstanbul İzmir İHDnin 3 kapı 3 kilit eylemi... 16 Şubatta İHD İzmir Şubesi Konak Meydanında 3 kapı 3 kilit önerisi için saat 13:00te bir basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirdi. Eyleme 115 kişi katıldı. Basın açıklamasını İHD İzmir Şube yönetiminden Necati Barışık okudu. Gelinen süreci özetleyen açıklamada, dört baro başkanı tarafından önerilen 3 kapı 3 kilit formülasyonunun ölümleri durdurabileceği belirtildi ve Fakat buna dahi Adalet Bakanı H. Sami Türkün olumsuz baktığı bilinmektedir. Biz insan hakları savunucuları olarak bir kez daha sesleniyoruz; bir adım olarak 3 kapı 3 kilit önerisi kabul edilsin ölümler durdurulsun. denildi. Basın açıklamasının ardından kitle sessiz bir şekilde oturma eylemine geçti. İHD Şube Başkanı Günseli Kaya, ÇHD Şube Başkanı Mustafa Ufacık, YK üyesi Zeynel Kaya, İzmir Barosu Cezaevi Komisyonundan Av. Bahattin Özdemir, 3 kapı 3 kilit önerisi için toplanan 2 bin imzayı Adalet Bakanlığına göndermek üzere postaneye gittiler. Heyeti oturma eylemi yaparak bekleyen kitle bu sırada marş ve türküler söyledi. Heyetin dönüşünde kitle onları alkışlarla karşıladı. Basın açıklaması sırasında İçerde dışarda hücreleri parçala!, Anaların öfkesi katilleri boğacak!, Tecridi kaldırın ölümleri durdurun!, İnsanlık onuru işkenceyi yenecek! vb. sloganlar atıldı. Eylem bitiminde saat 14:00te TÜMTİS toplanma salonunda F tipi saldırısı ve Ölüm Orucu üzerine yapılacak söyleşi için çağrı yapıldıktan sonra kitle dağıldı. SY Kızıl Bayrak/İzmir
Esenyurtta hücrelere karşı ortak eylem... İçerde dışarda hücreleri parçala! Ölüm Orucu Direnişi devletin tüm manevralarına rağmen dirençle devam ediyor. Zindanlarda büyük bir kararlılıkla süren görkemli direnişe ne yazık ki dışarıdan anlamlı bir destek verilemiyor. Dışarda suskunluk fesadını kırmak, direnişi sahiplenmek, onu işçi ve emekçilere maletmek, devrimci ve komünistlerin önündeki en önemli sorumluluklardan biri durumunda. Bu sorumluluğa kendi cephemizden sahip çıkmak için, Esenyurttaki SY Kızıl Bayrak, Atılım, Vatan, Devrimci Demokrasi ve Özgür Gelecek okurları olarak pazarda bir eylem yapma kararı aldık. Bir dizi aksaklık yaşasak da eylemimizi 17 Şubat günü gerçekleştirdik. Eyleme yaklaşık 40 kişi katıldı. Şehitlerimizin resimleri ve dövizlerimizle pazarda yürüyüşe geçtik. Yürüyüş sırasında Yaşasın Ölüm Orucu direnişimiz!, İçerde dışarda hücreleri parçala!, Katil devlet hesap verecek! sloganlarını attık. Megafonla pazarda alışveriş yapan emekçilere dönük propaganda yaptık. İnsanların bir kısmı eylemimize alkışlarla destek verdiler. Kısa bir yürüyüşten sonra eylem sona erdi. Eylemimiz doğal olarak düzen güçlerini rahatsız etti, sonraki günlerde semt pazarları jandarma tarafından tutuldu. Hücre saldırısına karşı eylemlerin güçlendirilip geliştirilerek sürdürülmesi gerektiği açık. Kendi cephemizden bunun gereklerini yerine getirmek için çaba sarfedeceğiz. Esenyurttan SY Kızıl Bayrak okurları
Ölüm Orucu Direnişi coşkuyla sahiplenildi 23 Şubat günü Frankfurtta Ölüm Orucu direnişiyle ilgili kitlesel bir yürüyüş ve miting gerçekleştirildi. Eylem, son günlerde Türkiyede barolar, aydınlar ve bazı demokratik kitle örgütleri tarafından gündemleştirilen 3 kapı 3 kilit projesine yurtdışından destek vermek amacıyla yapıldı. Eylemi Devrimci Demokrasi, İşçi Köylü, Atılım, SY Kızıl Bayrak, Devrimci Proletarya birlikte organize ettiler. ÖO Direnişinin uzun bir zamana yayılması nedeniyle yurtdışında direnişe yönelik duyarlılık giderek azalıyordu. Fakat 23 Şubat günü gerçekleşen yürüyüş direnişin yeniden sahiplenilebileceğini ortaya koydu. Kendi cephemizden iyi bir ön hazırlık yapamadığımız için yürüyüşe tüm güçlerimizi seferber edemedik. Bu olumsuzluğa rağmen yürüyüşte disiplinli ve coşkulu bir biçimde yerimizi aldık. BİR-KAR/Frankfurt |
|||||