KESK 4. Olağan Genel Kurulu...
Coşkusuz ve sönük bir kurul... KESK sahte sendika yasasının çıkmasından sonra, 12 yıllık mücadelesini yok sayan 1. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. 4-7 Nisan tarihleri arasında toplanan Genel Kurul sonucunda yönetime ÖDP, HADEP, EMEP ve Sendikal Birlikin oluşturduğu reformist-uzlaşmacı anlayışların listesi geldi.
KESK Genel Kurulunda delegelerle konuştuk... KESKi oluşturan çatı Kurul sizce nasıl geçiyor? İstanbul Eğitim-Sen 3 Nolu Şb. yöneticisi: Sendikalar bu yasallıkla birlikte fiili-meşru mücadele yerine yasal zemine oturdu, kurul onu gösteriyor. Geçmiş kongrelerdeki coşku, tabanı oluşturan devrimci güçlerin coşkusu falan yok. Zaten bir şekilde de onları manipüle ediyorlar. Burada oylamalar, biçim, önceden yapılan pazarlıklar... Bu da gösteriyor ki KESKi oluşturan çatı yasallıkla kendini sınırladı, fiili-meşru mücadeleyi bir tarafa bıraktı. Yani sendikaların meşruluğu, meşruluk temelindeki hukukiliği artık yavaş yavaş bunların gözünde yok oluyor. Eğitim-Sen 7 Nolu Şb. üyesi: Kurul çok olumlu, ülkenin onurlu insanlara, onurlu emekçilere, onurlu yönetimlere ihtiyacı var. Tam anlamıyla genel kurullarımız bunu yansıtıyor. Sizin de gördüğünüz gibi kavgasız, gürültüsüz bir anlayış içerisinde olumlu geçiyor. Enerji Maden-Sen üyesi: Kurul bence iyi gidiyor. Herkesin tartıştığı şeyler var. Buradakilerin çoğunun belli bir birikimi var. Akademik kariyer yapmış veya bir takım üniversite bitirmiş birçok insan var. En iyi şekilde tartışılır, bir değerlendirme yapılır. Sonucu en iyi şekilde ortaya koyacakları belli. Peki sizce filli-meşru mücadeleden bir uzaklaşma var mı? Enerji Maden-Sen üyesi: Zaten yeni bir oluşum içerisindeyiz. Bu noktada da bir şeylerden uzaklaşıyor olmamız tartışılmaz. Bazı değerler daha yeni oluşuyor. Yeni yönetim oluşacak, yeni anlayışlar oluşacak, yeni bir yasa çıktı. Herşey daha çok yeni. Bunu süreç içinde göreceğiz, bekleyeceğiz ve göreceğiz. Fiili-meşru mücadeleden uzaklaşıyoruz diye bir şey söyleyemeyiz. Daha yeni bir oluşum içerisindeyiz, önümüzde bir seçim var. KESKin 12 yıllık bir geçmişi ve fiili-meşru bir mücadele geleneği var. Yönetim yeni oluşuyor, ama sonuçta bizim bir anlayışımız, bir mücadele tarzımız var ve bu fiili-meşru tarzdan uzaklaşıyoruz. Yönetimler gelip geçicidir, aslolan mücadeleci geleneğin sürmesidir. Sizce de olması gereken bu değil mi? Enerji Maden-Sen üyesi: Mutlaka öyle, ama şu andaki kişilerin görüşleri bu şekilde. Ama ben bundan sonraki çalışmalara bakacağım, bundan sonraki işleyişinde fiili-meşru mücadeleden bir uzaklaşma var mı? Biz hangi taraftayız? Konfederasyonun bir taraftan uzaklaşıp bir tarafa yakınlaşması söz konusu olamaz, çünkü bünyesinde pek çok oluşumu barındırıyor. Ama süreç içerisinde göreceğiz, asıl mücadele bundan sonra başlıyor. Bir hak aldık, sendika yasasısı çıktı, ama bunu ne kadar geliştireceğiz? Bundan sonra konfederasyonun tavrına bakacağız. Yaklaşan bir 1 Mayıs var. Bu 1 Mayısa katılım sizce nasıl olmalı? Taleplerimiz neler olmalı, alanda neleri daha çok dile getirmemiz lazım? Eğitim-Sen 7 Nolu Şb. üyesi: Biz 1 Mayıslara KESKe yakışır şekilde yıllardır katılıyoruz. Bu 1 Mayısta da bütün emekçilerin yanında olacağız, omuz omuza olacağız. Bize düşen görev neyse, onu da fazlasıyla yapacağız. Bu konuda asıl muhatap işçi sendikaları olmalı. Bizden önce onlar bunu sahiplenmeli. Enerji Maden-Sen üyesi: Biz örgütlü insanlarız, birlikte hareket ederiz, birlikte karar alırız. O yüzden şöyle yapmalıyız, şöyle etmeliyiz, bunu söylemeliyiz diyemem. Otururuz kararımızı alırız. Ama konfederasyonun tavrına uyarız-uymayız onu şimdiden bilemiyorum. İstanbul Eğitim-Sen 3 Nolu Şb. yöneticisi: 1 Mayısın genel çizgisinin taleplerini örecek genel taleplerimiz var. F tipi cezaevleri, savaşa karşı emekçilerin tutumu, halkların kardeşliği.. Buna yönelik çalışmaları 1 Mayıs çalışmalarıyla birleştirip genel kampanyaya dönüştürmeliyiz. Böyle bakıyoruz, böyle düşünüyoruz. Anadil sorunu da yasallıkla birlikte özellikle eğitimcileri kuşatmaya başladı. Sendikaların üst çatıları buna gerekli tavrı gösterecek gibi gözükmüyorlar. Yasallık doğrultusunda tahmin ediyorum Eğitim-Senin tüzüğünden kaldıracaklar. Bize düşen eskiden neyi savunuyorsak bunun bir adım daha ilerisine bizi taşıyacak fiili, demokratik, siyasal, devrimci mücadeleyi ortaya koymaktır. Bunu yapmaya çalışacağız. |
|||||