TMMOB:
Iraka müdahale yıkım olur TMMOB Yönetim Kurulu ile TMMOBa bağlı odalarımızın başkanları ve temsilcileri, 20 Temmuz 2002 Cumartesi günü Ankarada ortak bir toplantı yaparak olası bir Irak operasyonunu ve erken seçimi değerlendirerek aşağıdaki sonuçları kamuoyuna duyurma kararı aldılar: TMMOB, olası Irak operasyonu ile ilgili olarak meydana gelecek sıcak savaşın bölge halklarına büyük bir yıkım getireceğini ifade etmektedir. Öncelikle, 11 Eylül bahanesiyle, emperyalizmin dünya çapında egemenliğini ve doğal kaynaklar üzerindeki denetimini pekiştirmeye yönelik uluslararası hukuka aykırı savaş senaryosuna karşı, barışın, dostluk ve kardeşliğin egemen olması bütün emekçiler gibi mühendislerin ve mimarların da acil gündemlerinden birisini oluşturmaktadır. Bu savaşa müdahil olunması önceki Körfez krizinde görüldüğü gibi ülkemize çok ağır ekonomik kayıplar getirecektir. Bu süreçte TMMOB savaşa karşı tüm kurum ve kuruluşların katılımıyla oluşacak platformlarda, bu savaş senaryosunun ülkemiz ve halkımız açısından ortaya çıkaracağı olumsuz sonuçları tüm açıklığıyla sergileyecek ve barışın egemen kılınması için tüm olanaklarını seferber edecektir. Bu gelişmeler yaşanırken, bölgemizdeki olayların ve uluslararası sermaye tarafından dayatılan ekonomik ve siyasi programın emekçiler açısından hiçbir olumlu sonuç üretmeden, sermaye kesimi açısından bile beklenen gelişmeleri yaratmadan tıkanmasının etkisiyle, siyasi alan yeniden biçimlendirilmektedir. Bu siyasi gelişmeler, önceden sergilendiği şekliyle, yani emekçilerin sorunları gözardı edilerek tek yanlı olarak sürdürülmektedir. İşsizlik, yoksulluk ücretleri, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü, temel insan haklarının hayata geçirilmesi gibi konular bu siyasi yeniden yapılanma gündeminin dışındadır. Gelişmeler, sermayenin ve ABnin istekleri doğrultusunda yasal düzenlemelerin hızla gerçekleştirilmesini sağlamaya yöneliktir. Mevcut hükümet, dayatılan politikalarının gereği olarak gördüğü düzenlemelere hiçbir kısıtlama koymamakta, ülkemizi sömürgeleştirmekte ve bu doğrultuda her türlü yasal düzenlemeyi büyük bir hızla gerçekleştirmektedir. Ancak, konu demokratik haklar olduğunda AB adaylık sürecinin ön koşulu olan ölüm cezasının ve anadilde eğitim yasaklarının kaldırılması konusunda kayda değer bir aşama kaydetmemektedir. Uluslararası sermayenin ve yerli ortaklarının beklentisi, halkımızın temel hak ve özgürlüklerinin hayata geçirilmesi talebini, AB kriterleriyle sınırlayarak ekonomik programa devam edilmesidir. Bu senaryoların bir parçası olarak da, seçim kanunu ve siyasi partiler kanunu demokratikleştirilmeden, seçime katılanların eşit yararlanacakları ortamlar sağlanmadan, erken seçim gündeme getirilmiştir. Böyle bir süreç tüm sorgulama olanaklarımızı elimizden almaktadır. Yıllardır istikrarsızlık ve sürekli kriz politikalarının kıskacında bırakılan, üretimden koparılan, emeğiyle geçinenlerin işsizlik, açlık ve sefalet koşullarına mahkum edildiği dışa bağımlı politikalarla, ekonomik bunalımlara ve ağır toplumsal çöküntülere sürüklenen ülkemizin tüm bu sorunların üstesinden gelecek kaynakları ve birikimi vardır. TMMOB seçimlere, kendi uzmanlık alanlarındaki politikalarıyla, bağımsızlık, özgürlük, demokrasi ve barıştan yana politika önerileri ile müdahale edecektir. TMMOB Genel Sekreterliği |
|||||