Tayyip Erdoğanın ABD ziyareti...
Türkiyeyi savaş arabasına Amerikan emperyalizmi savaşa yönelik hazırlıklarını sürdürüyor. Bölgede İsrailin tam desteğine sahip olan ABD emperyalizmi için savaş arabasına Türkiyeyi bağlamak özel bir önem taşıyor. Bir miktar yeşil dolarla satın alınacak Türk devletinin işçi ve emekçi çocuklarını savaşa sürmekten geri durmayacağını bilen ABD artık küçük pürüzleri gidermek için son görüşmeleri yapıyor. ABD emperyalizminin önce Abdullah Gül sonra Tayyip Erdoğanı Washingtona çağırmasının nedeninin Türk devletinin öne sürdüğü küçük pürüzlerin giderilmesi olduğu ABD medyasında da yer aldı. ABDnin en yüksek tirajlı gazetelerinden biri olan New York Timesta yer alan bir haberde şunlar söyleniyor: Bush Türk liderine Iraka karşı askeri harekata destek verilmesi konusunda baskı yapacak. Iraka saldırının askeri planlamasına ilişkin ayrıntılar ele alınacak. Saldırıya katılma karşılığında Türkiyeye dolar yardımı yapılacağı, AB ve Kıbrıs konusunda destek verileceği, Türkiyenin savaşa katılmasının savaş sürecini kısaltacağı yönündeki perspektifler Bush tarafından dile getirilecek. İslami kökenli bir partinin başkanına yapılan davet Bush yönetiminin Saddam Hüseyini iş başından uzaklaştırmak amacıyla girişeceği askeri müdahaleyle ilgili, tüm taşları yerine koyma konusundaki kararlılığını sergiliyor. Bu cümleler ABDnin Gülle başlayıp Genelkurmay Başkanıyla devam eden ve Recep Tayyip Erdoğan görüşmesiyle de tamamlanacak olan görüşme trafiğinin anlamını ve amacını ortaya koyma bakımından son derece çarpıcı. Amerikan yönetimi Abdullah Gül ve Erdoğana duyduğu güven ortaya koymaktan da kaçınmıyor. Iraka müdahalede ABDnin yanında kayıtsız şartsız yer alarak güveni perçinleme isteğine fazlasıyla sahip olan Erdoğanın AKPsi, küçük pürüzlerin giderildiği koşullarda ABD emperyalizminin savaş politikasının ortağı olacak. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz Dışişleri Bakanı Yaşar Yakışla yaptığı görüşme sonrasında memnuniyetini açıkça ortaya koydu ve Bush-Erdoğan görüşmesinde ufak pürüzlerin giderileceğinden eminim. Türkiyeden açılacak 2. cephe savaşı kısaltır dedi. Dünyada ve Türkiyede savaş Dünya halklarının ABD emperyalizminin saldırganlığına yönelik tepkisi son gelişmelerle birlikte daha da büyüyor, yayılıyor. Dünya halklarının ABD emperyalizminin savaş politikasına yönelik duyduğu öfkeyi yapılan araştırmalar ortaya koyuyor. Amerika Araştırma Kurumunun (PEW) 44 ülkede, 38 bin kişi ile yüz yüze yaptığı araştırmanın sonuçları ABD emperyalizminin savaş politikasına karşı dünya halklarının rededen tutumunu ortaya koyması açısından çarpıcıdır. Dünyada ABD emperyalizmine olumlu bakanların oranı sadece %18. Türkiyede ABDye olumlu bakanların oranı ise %16 olarak saptanmış. Araştırmaya katılanların %85i Iraka yönelik savaşın nedeninin petrol olduğunu beyan etmiş. Türkiyede ise bu oran %88 olarak tespit edilmiş. Iraka yönelik savaşın haksız bir savaş olacağını beyan edenlerin oranı %86 iken Türkiyede ise %90. Kısacası dünya ve Türkiye halkları savaş istemiyor. Emperyalist savaşa karşı savaş İşçi sınıfı ve emekçiler Irak halkının emperyalist savaş cenderesinde her geçen gün daha fazla sıkıştırıldığı şu günlerde bu savaşa ilgisiz kalma lüksüne sahip değildirler. Zira savaş işçi sınıfı ve emekçileri doğrudan ilgilendiren, sofrasındaki ekmeğinin küçülmesine, sefaletin kör kuyusundaki yaşamının daha da zorlaşmasına, emek verdiği evladını yitirmesine neden olacak bir süreçtir. Savaş emperyalist yıkım politikalarının şiddet araçlarıyla sürdürülmesidir. Irak savaşını kazanması durumunda ABD emperyalizmi büyük petrol yataklarına konacak ve bölgede tam egemenlik kuracaktır. Irak halkının ve Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerinin payına düşecek olan ise açlık, sefalet, yıkım ve ölüm olacaktır. Başta sınıf devrimcileri olmak üzere toplumun tüm devrimci, ilerici potansiyelinin savaş karşıtı tutumda ortaklaşması, seferber olması, savaş karşıtı tepkiyi örgütlemesi son derece yakıcı bir görevdir. İçinden geçtiğimiz dönemde sınıfın ilgisinin emperyalist savaş tehlikesine çekilmesi, mücadele taleplerinin emperyalist savaşa karşı mücadeleye bağlanarak ele alınması, duyarlılığının arttırılması, oluşan duyarlılık üzerine oturan örgütlülüklerin yaratılması çok da zor değildir. Emperyalist savaşa karşı mücadele platformlarının oluşturulması, emperyalist savaşa hayır komitelerinin damgasını vuracağı mücadele programının yerellerde ve genelde yaşama geçirilmesi sorumluluğu önümüzde durmaktadır. Gün emperyalizm için verilecek tek evladımız, dökülecek bir avuç kanımız olmadığını haykırma günüdür. Irak halkına yalnız olmadığını göstermek için dayanışma ve mücadele gücümüzü ortaya koyma günüdür. H. Ş. Can |
|||||