Sevgili dostlar, yoldaşlar, işçi kardeşler!
Partimizin 5. kuruluş yıldönümünü kutlamanın coşkusunu yaşıyoruz. Coşkumuzu bizimle birlikte paylaşmaya gelen sizleri, Partimizin Yurtdışı Örgütü adına içten devrimci duygularla selamlıyorum. Sınıfsız, Sömürüsüz ve Savaşsız Bir Dünya İçin Yeni Ekimlerin Partisini Güçlendirelim Gecesine hoşgeldiniz!
Dostlar, emekçi kardeşler!
Gecemizi Yeni
Ekimlerin Partisini güçlendirelim şiarıyla düzenlemiş
bulunuyoruz. Yeni Ekimler ve bunun yaratıcısı olacak devrimci
sınıf partileri, günümüz dünyasında işçi sınıfı, emekçi kitleler
ve ezilen halklar için yaşamsal önemdedir. Günümüzde insanlık
yeni Ekimlere mecburdur. Çünkü insanlığın yaşadığı sorunların
gerçek çözümü Ekimin, Sosyalist Ekim Devriminin ideallerini
gerçekleştirmekle mümkündür ancak.
Sosyalist Ekim Devrimi
ezilenler ve emekçiler dünyasının kapitalist barbarlığa karşı
ilk büyük zaferi olmuştu. Emperyalizm ve gericilik uzun süre bu
zaferin kabusunu yaşadı. Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa'nın
yıkılışından sonra emperyalist haydutlar, bu kabustan kurtulduklarını
sanarak, nihai zaferlerini ilan ettiler. Onlara göre devrim ve
sosyalizm davası yenilmiş ve bitmiş, kapitalizmin ebediliği kanıtlanmıştı.
Dünya gericiliği bunu yoğun bir ideolojik ve psikolojik saldırı
konusu yaptı. Emperyalist merkezlerde planlanan ve sistematik
olarak pompalanan, dünyanın dört bir yanında yankılanan gerici
bir kampanya yürütüldü. Amaç umutları kı mak, kapitalist sistemin
yenilmezliğini bilinçlere kazımak, devrime ve sosyalizme inancı,
bu büyük tarihi davaya bağlanan umutları temelden yok etmekti.
Ama bu gerici propagandanın
çökmesi için aradan kısa bir zamanın, yalnızca on yıllık bir zamanın
geçmesi yetti. Bugün artık hava tümüyle farklıdır. Bugün artık
sosyalizmin başarısızlığı değil, fakat kapitalizmin barbarlığı
tartışılıp sorgulanıyor. Kapitalist barbarlık karşısında sosyalizmin
insanlık için yeniden bir umut, bir çıkış yolu, bir çözüm olanağı
olarak belireceği yeni bir tarihi döneme girmiş bulunuyoruz.
İşte bu sosyalizmin o büyük davasının yaşadığını gösteriyor!
Ekim davası yaşıyor!.. Proletarya devrimi ve sosyalizm davası yaşıyor!..
Kardeşler,
Kapitalizm bugün insanlığı görülmemiş sorun ve acılarla yüzyüze getirmiş bulunuyor. Kapitalizm bugüne kadar insanlığın hiçbir sorununu çözememiş, tersine onlara sürekli yenilerini eklemişt.r.
Kapitalizm tarihi
boyunca insanlığa kan ve gözyaşı, fiziki ve manevi çürüme, savaşlar
ve faşist barbarlıktan başka bir şey verememiştir. Emek üretkenliğinin
bunca gelişkinliğine ve toplumsal servetin bolluğuna karşın, kapitalist
dünyanın her yanında işsizlik, yoksulluk, hastalık, açlık ve cehalet
kol geziyor. Bir milyardan fazla insan işsizliğin pençesinde kıvranıyor.
Kapitalist dünya her gün onbinlerce çocuğa mezar oluyor. Silahlanmaya
yüzmilyarlarca dolar yatırılırken, yoksul ülkelerde günde 24 bin
insan açlıktan ölüyor. Yiyecek, giyecek, konut, sağlık ve eğitim
hizmetleri, bir avuç asalağın dış.nda kimseye yetmiyor. İnsanın
kendine yabancılaşması akılalmaz boyutlara ulaşıyor. Fiziki ve
manevi çürüme giderek hızlanıyor. İnsan için gerekli ve güzel
olan herşey kapitalist tekellerin kârlarına feda ediliyor. Temeldemokratik
hak ve özgürlükler gaspediliyor, polis devleti uygulamaları, baskı
ve terör rejimleri güçlendiriliyor. Emeğin yarattığı değerler
refah ve mutluluk kaynağı olacağına, kapitalizmin e inde insanlığa
ölüm ve yıkım getiren silahlara dönüşüyor.
Tablo bunlardan da ibaret değil! Emperyalist burjuvazi dünyamızı silah deposuna çevirerek ve yeni bir savaşlar dönemi başlatarak, insanlık için daha ağır felaketler ve yıkımlar hazırlamaya devam ediyor.
Yaşanmış tarih gösteriyor ki, emperyalizmin bütün bu çabaları proletarya ve halkların özgürlük mücadelesine, toplumsal devrim isteğine karşıdır. Kendi köleleştirici egemenliklerini pekiştirmek iç.ndir. Emperyalist amaçlar uğruna başlatılan savaşlar serisi Irak halkasıyla devam ediyor. Dün başka bölgelerde ve ülkelerde halklara büyük acılar ve yıkımlar yaşatanlar, şimdi de Irak ve Ortadoğu halklarına ölüm kusuyorlar. Yüzmilyarlarca doları silahlanmaya yatırarak, savaş teknolojisini sürekli geliştirirek, daha büyük savaşlara ve yıkımlara hummalı bir hazırlık yapıyorlar.
Kapitalizmin barbarlığı çok yönlü olarak günden güne ağırlaşıyor.
İnsanlık gitgide daha yakıcı bir biçimde, şu iki temel seçenekle yüzyüze kalıyor:
Ya kapitalist barbarlık içinde çöküş ya sosyalizm!
Dostlar,
Kapitalist dünyanın bu iç karartıcı gerçekleri Türkiye üzerinden iyi görülebilir. Bugünün Türkiyesinde iktisadi ve sosyal sorunlar gitgide ağırlaşıyor. İçerde İMF-TÜSİAD saldırı.programları uygulanarak emekçiler açlığa ve sefalete sürükleniyor. Dışarda ise ülkemiz bölge halklarına karşı emperyalizmin bir saldırı ve savaş üssü haline getirilmiş bulunuyor. 80. yılında artık tümüyle çürümüş ve kokuşmuş bir cumhuriyet tablosuyla yüzyüzeyiz.
Türkiyenin
Amerikancı iktidarı, bugün Irakta Amerikan emperyalizminin
tetikçisi olmak için çırpınıyor. Bu şaşırtıcı da değildir. Zira
Türk sermaye devletinin yakın tarihi, Amerikan emperyalizmine
uşakça bağlılığın ve hizmetin tarihidir. Bugün buna yeni boyutlar
ekleniyor. Türkiyenin egemenleri emperyalist işgalcilerin
safında Irak halkının direnişini boğmaya hazır halde bekliyorlar.
Bu ağır suça bahane olarak da bir kez daha Kürt halkına düşmanlığı
kullanıyorlar. Kürt halkının en temel ve en meşru ulusal haklarını
çiğneyenler, en haklı isteklerini inkar ve imha ile karşılayanlar,
bu aynı tutumu Irak Kürtlerine karşı da arsızca savunabiliyorlar.
Bunu, Irak halklarına karşı emperyalist işgalcilerin saflarında
savaşmanın maskesi olarak kullanıyorlar. Böylece savaşa karşı
olan Türk emekçilerini de şoven duygularla sersemletip etkisizleştimeye
çalışıyorlar.
Bu gerici-şoven
kampanyanın karşısına dikilmek zorundayız. Her ulus gibi Kürtlerin
de kendi devletlerini kurma hakkı vardır, hiç kimse bu hakka ipotek
koyamaz. Elbette biz Güney Kürtlerinin bu hakkı kendi özgücüne
dayanarak ve bölge halklarının desteğini alarak kullanmasından
yanayız. Kürtlerin olduğu kadar tüm bölge halklarının temel
çıkarları bunu gerektirmektedir. Yapılması gereken emperyalizmden
özgürlük beklemek değil, bölge halklarıyla emperyalizme ve işbirlikçilerine
karşı aynı saflarda birleşmektir. Özgürlüğü ve eşitliği elde etmenin
bundan başka bir yolu yoktur.
Güney Kürtleri bugün kendileri için de felaketler getirebilecek hatalı bir yol tutmuş olsalar da asıl sorunumuz bu değildir. Amerikancı Türk sermaye devletinin kirli ve karanlık hesaplarının karşısına dikilmektir bugün esas yapılması gereken. Bir işgal gücü olarak Irak halklarına karşı savaşa katılması, Türkiyedeki Amerikancı iktidarın halkımıza ve tüm Ortadoğu halklarına karşı işleyebileceği en ağır suçtur.
Günün acil ve yakıcı görevi, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı etkili bir mücadele cephesi örmek, Irak direnişiyle ve Ortadoğu halklarıyla eylemli dayanışmayı yükseltmektir!
Dostlar,
Kapitalist sistemin durumu ortadadır. Kapitalizm temel sorunlarla ve onulmaz çelişmelerle yüzyüzedir. Dün onun yenilmezliği ve ebediliği ilan ediliyordu, bugün ise karanlık geleceği tartışılıyor. Kapitalizm y.niden bir bunalımlar, savaşlar ve devrimler dönemine girmiş bulunuyor.
Emek-sermaye çelişmesi, emperyalizmle ezilen halklar arasındaki çelişme, emperyalistlerin kendi aralarındaki çelişkiler giderek keskinleşiyor. Milyonları bulan geniş insan kitleleri kapitalizmin barbarca sonuçlarına karşı hareke.e geçiyor, başka bir dünya mümkün diye haykırıyorlar. İnsanlık bugüne kadar kapitalizme karşı sosyalizmden başka bir alternatif üretmedi. Dolayısıyla başka bir dünya olacaksa eğer, bu sosyalist bir dünyadan başkası olmayacaktır. Önümüzdeki dönemde sosyalizm insanlık için gittikçe güçlenen bir alternatif haline gelecektir.
Bunun bilincinde olarak devrim ve sosyalizm mücadelesine her zamankinden daha güçlü ve inançlı bir biçimde sarılmanın zamanıdır!
Yoldaşlar, dostlar, işçi kardeşler!
Dünyanın içine girdiği yeni dönem, Türkiyenin sosyal ve siyasal yaşamı, Türkiye sol hareketinin ve toplumsal muhalefetin bugünkü durumu, biz komünistlere özel sorumluluklar yüklüyor.
Bir dizi yenilgi
ve tasfiyeci süreçlerin ardından bugün sol hareket, hala tarihinin
en zayıf, dağınık ve iddiasız dönemini yaşıyor. Sol hareketin
bir bölümü kendi devrimci geçmişinden koparak düzenin icazet alanına
kaydı. Herşeye rağmen devrimcilikte ısrar eden sınırlı bir kesim
ise, yapısal zaaflarıyla hesaplaşma gücü ve yeteneği gösteremeden
siyasal yaşamını sürdürmeye çalıştı. Ama bu tutumla geleceği hazırlanmak
ve onu başarıyla kucaklamak olanaklı değildi. Biz bunu daha en
baştan döne döne hatırlattık; geçmişiyle hesaplaşma yeteneği gösteremeyenlerin
geleceği kucaklayamayacağını hep vurgulaya geldik. Yazık ki gelişmeler,
herşeye rağmen devrimcilikte ısrar etmek isteyenlerin bugün gelip
dayandıkları nokta bizi doğrulamıştır. Bir dizi gelişmenin ağır
ve bunaltıcı etkisi altında, yapısal olarak zaten zayıf bu akımlar
süreli bir gerileme ve tasfiyeci çözülmenin tüketici etkisi altında
giderek yolun sonuna yaklaşıyorlar.
Partimiz bu sürecin dışındadır ve tümüyle ayrı bir yerde durmaktadır. Zira geçmişle köklü bir hesaplaşmanın ürünüdür. Kendini başında itibaren yeni tarihi döneme hazırlamış, bunun bilinci, açıklığı ve dinamizmi içinde olmuştur. Bu sayededir ki, geleneksel akımlar geçmişten hazır devraldıklarını tüketip bitirir ya da çürütürken, partimiz tümüyle kendi öz çabası ve emeği ile kendini önümüzde uzanan yeni döneme hazırlamıştır.
Bugünün Türkiyesinde
devrim bayrağını ancak partimizde temsil edilen işçi sınıfı devrimcileri
taşıyabilir. Devrimci önderlik ihtiyacına ancak partimiz yanıt
verebilir. Sınıf ve kitle hareketine devrimci müdahaleyi ancak
partimiz yapabilir. Partimiz bunu başarabilecek birçok ön koşula
sahiptir. Devrimci sınıf programı ve çizgisi, bunlardan ayrı düşünülemeyecek
olan devrimci direnişçi kimlik, bunun ifadesi olan moral güç ve
değerler sistemi yaratılmıştır. Partimiz başarılı bir politik-örgütsel
gelişme çizgisine oturarak, sınıf mücadelesini daha geniş ölçekte
ve daha etkin bir biçimde sürdürebileceği bir döneme girmiştir.
Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerinin artık gerçek ve giderek güçlenen
devrimci bir sınıf partisi vardır.
Bugün Türkiyede TKİP vardır!
Yurtdışı örgütümüz adına sizleri partimizin yükselttiği bayrak altında toplanmaya, onun temsil ettiği büyük dava uğruna etkin bir biçimde mücadele etmeye çağırıyoruz!
Yasasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!
Yaşasın proletarya devrimi ve sosyalizm!