İçindekiler:

25 Şubat 2024
Sayı: KB 2024/04

Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
AKP'nin yerel seçim politikası
"Bayram ikramiyesi" adı altında sadaka!
Rejimin yoksullaştırma saldırısı
Sefalet derinleştikçe artan din istismarı
Sermayenin sadık hizmetçisi
Filistin sorunu, emperyalizm ve AKP
İstanbul'da coşkulu Greif etkinliği
"Yeni Greiflar için ileri"
Yıkıma karşı sınıfın direnci örgütlenmeli
"Karar bizim nezdimizde yok hükmünde"
Yerel seçimler ve sol
8 Mart'ın çağrısı
Türkiye'de ilk kreş açılan fabrika
Çevre ve iklim krizinin çözümü devrim sorunudur
Ukrayna halkı vekalet savaşında ölmek istemiyor
NATO'nun savaş kışkırtıcılığı
Maassen ve Almanya'nın faşist genleri
Silahlanma yarışında savaş ekonomisine doğru
ABD'nin "Gazze'de soykırıma devam" dedi
Lula İsrail'i Hitlere benzetti!
Dünyadan haberler
Köln'de tecride karşı yürüyüş
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Türkiye’de ilk kreş açılan fabrika:

Cibali tütün fabrikası

 

1884 yılında kurulan Cibali Tütün fabrikası, cumhuriyetin ardından 1925 yılında Fransız tütün işletmecisinden devlete devredildi. 1940 yılına kadar ülkedeki sigara üretimini tek başına karşılayan Cibali Tütün fabrikasında çalışanların çoğunluğu kadın idi.

Bir dizi sosyal hakka sahiptir Cibali tütün işçileri. Öğle yemeği, revir, işçilerin acil maddi ihtiyaçlarının karşılanması için “işçi sandığı” gibi... Bu hakların verilmesinde o dönemde tütün üretiminde Cibali’nin özel yeri olduğu kadar, işçilerin dayanışmasının belirleyici olduğu görülmektedir. Aynı zamanda 40’lı yıllarda fabrikada kreş açılır. Cibali tütün fabrikası kreşi, Türkiye’de ilk fabrika kreşi olarak bilinir. Kreşe işçiler doğrudan müdahil olurlar. Çocuklara işçilerden ayrı yemekler çıkar, doktor kontrolü yapılır. Hatta fabrika yönetimi tarafından da övgüye konu edilir.

Türkiye’de sınıf hareketinin yükseldiği 70’li yılların sonunda en dinamik fabrikalardan biridir Cibali. İşçi eylemlerinde, grevlerde, direnişlerde başta kadın işçiler olmak üzere Cibali işçileri yerlerini alır.

21 Aralık 1979 sabahı, Cibali Tekel işyeri temsilcisi, sabah vardiyaya gelirken faşistler tarafından katledilir. Bunu duyan işçiler ilk vardiya iş bırakır, iki gün boyunca işyeri temsilcisinin katledilmesini protesto etmek amacıyla üretim durdurulur. Sonrasında biriken sorunlar için direniş devam eder. Bu sorunları sıralarsak; can güvenliğinin olmaması, Tek Gıda İş Sendikası’nın 22 ay geçmesine rağmen TİS görüşmelerine başlamaması, yemeklerin iyi çıkmaması, servislerin olmaması, kreşin kapasitesinin yetersizliği... Cibali Tekel işçilerinin direnişi sıkıyönetimin, hükümetin, sendika bürokratlarının baskı, tehditlerine rağmen iki ay boyunca devam eder.

12 Eylül darbesi tüm toplumun üzerinden silindir gibi geçmesine rağmen, 80’lerin ikinci yarısından itibaren işçi sınıfı yeniden uyanışa geçer. 89 bahar eylemleri adı verilen Türkiye’nin en yaygın ve kitlesel işçi eylemlerinde Cibali Tekel işçileri de aktif bir şekilde yeralır. 80 darbesinin ardından uygulanan ekonomi politikalar sonucu işçiler alabildiğine yoksullaşmış durumdadır.  Sorunlar birikmekte, öfke günden güne artmaktadır. Cibali Tekel de kadın işçiler için ekonomik sorunların yanında en ciddi sorun kreşin kapasitesinin yetersizliğidir. Yaklaşık 40 kadın işçinin aynı dönem hamile kalması ve kreş sırasının bir türlü gelmemesi kadınları harekete geçiren önemli bir gündem maddesi olur. Kadınlar yeni kreşin açılması için imza toplayıp Sosyal Sigortalar Kurumu’na verirler. Ardından cumhuriyet gazetesine haber yaptırırlar. İki hafta sonra SSK’dan müfettişler gelerek inceleme yaparlar ve kısa süre içinde kreş genişletilerek sorun çözülmüş olur. Kreş hakkının kadın işçilerin öz gücü ve inisiyatifleri ile çözülmesi kadınlara özgüven sağladığı gibi, sonraki süreçte sendika seçimlerinden bahar eylemlerinde kadınların ön saflarda yeralmasına da etki sağlar.

Cibali Tekel fabrikası 1994 yılında kapatıldı. Buna rağmen kadın işçilerin mücadelesi, gelecek kuşaklara miras olarak kaldı.

İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları

 

 

İKD’nin “Her mahalleye ve işyerine kreş” kampanyası (1976-79)

 

1970’lerin ikinci yarısında yükselen toplumsal muhalefetin bir parçası olarak dönemin TKP’sinin öncülüğünde, 1975 yılında İKD (İlerici Kadınlar Derneği) kurulur. Kadınların ekonomik-sosyal hak ve özgürlükler mücadelesini esas alan İKD, 1976-1979 yılları arasında “kreş hakkı” gündemiyle kampanya yürütür.

İKD, Temmuz 1976’da gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla “her mahallede ve iş yerinde kreş” kampanyasının startını verir.

Dönemin iş yasalarında 100 kadın işçinin çalıştığı iş yerlerinde emzirme odası, 300 kadın işçinin çalıştığı iş yerlerinde kreş açma zorunluluğu yeralmaktadır. Ancak bu dönem olduğu gibi, o dönem de kapitalistler bu yükümlülüklerini yerine getirmemektedir. İKD, “sayı sınırlaması olmadan tüm iş yerlerine kreş açılmasını, kreşin erkek ya da kadın işçi farketmeksizin tüm çalışanların çocuklarını kapsamasını, kreş açmayan patronlara cezai yaptırımların artırılmasını, memurlar için kreş hakkı tanınmasını, yerel mülki idareler tarafından mahallelerde kreş ve belli saatlerde çocukların bırakılabileceği yuvalar açılmasını” talep eder.

Bu kapsamda:

-Başta İstanbul, Ankara ve Bursa olmak üzere bir dizi ilde kadınların çalıştığı fabrika önlerinde bildiriler dağıtılır, afişler asılır. Kampanya kapsamında 50 bin afiş ve 250 bin bildiri kullanılır.

-İKD’nin olduğu tüm kentlerde imza kampanyası düzenlenir. 1978 yılında “Kreş istiyoruz” başlıklı 60 bin imza TBMM’ye iletilir.

-Yasal hükümlerini yerine getirmeyerek kreş açmamış 54 işyeri, Çalışma Bölge Müdürlükleri’ne ihbar edilir.

-“Kreş hakkıyla” ilgili yaygın bir şekilde panel, forum, açık oturumlar gerçekleştirilir.

-Kreş açmamış işyerlerine dönük Barolarla işbirliği halinde bireysel dilekçe ve dava formları hazırlanır, şikayetler yapılır.

-Mahallelerde çocuk yuvaları ve oyun bahçeleri açılması için belediyeler ve muhtarlıklarla görüşmeler yapılır.

-Sendikaların Toplu İş Sözleşmeleri’ne “kreş ve emzirme odası açılması” ve “anlaşmalı kreş çözümüne gidilmesi” için maddeler eklenmesi amacıyla çalışmalar yürütülür.

Bu kapsamda Bank Sen’in Yapı Kredi Bankası ile yaptığı Toplu İş Sözleşmesi’nde 0-6 yaşında çocuğu olan emekçi kadınlara aylık 600 Lira kreş yardımı yapılması bağıtlanır. Ayrıca Maden İş’in Gurindig ile yaptığı Toplu İş Sözleşmesi’nde 0-4 yaş çocuklar için kreş açılması kabul ettirilir.

-Kadın memurların çocuklarına kreş ve emzirme odası açılması için çalışma yürütülür.

-Kreş kampanyasına 1978 yılında “doğum izinleri birleştirilsin ve uzatılsın” ve 1979 yılında “devlet tarafından çocuklara süt sağlansın” kampanyaları eklenir.

İKD’nin kampanyası boyunca on binlerce kadın, çocuk bakımının toplumsal bir sorumluluk olduğu, bakım yükünün kadınların omuzlarına yüklenmemesi gerektiği konusunda bilgilendirilir, çok sayıda kadın da bu kampanyaya seferber edilir.

İşçi- Emekçi Kadın Komisyonları