İçindekiler:

14 Şubat 2024
Sayı: KB 2024/03

Greif kriterleri ile Greif'in izinden ileri!
Hafize Gaye Erkan gitti...
6 Şubat 2023: Suçlusunuz, hesap vereceksiniz.
Deprem bölgelerinde barınma krizi sürüyor
Kürt sorununda yeni bir dönemeç
Meloni'nin Türkiye ziyareti
Rejimin pervasızlığı ve işlevsiz kurumlar.
Gelir eşitsizliğinde tarihi zirve
AKP'nin "gerçek belediyeciliği"
Greif direnişi ve işgalinin 10. yılı üzerine
Sendika üye istatistiklerine yansıyan gerçek
İliç'te göz göre göre katliam suçu
Toprağın belediyelileştirilmesi
ve belediye sosyalizmi
Halk hareketleri batıyı telaşlandırıyor
İsrail soykırım saldırısını Refah'a taşıdı
İsrail soykırım suçundan yargılanacak
ABD'nin İran'a "dolaylı" saldırısı
Ukrayna savaşında 3. yıla doğru!
AB'den Ukrayna savaşına "destek"
Frankfurt Havalimanı'nda işçilerin hakları hedefte.
Greif direnişi kadın işçilere yol gösteriyor...
Deprem bölgesinde kadınlar affetmiyor!
DGB'den sömestr seminerleri
MEB 2024-2028 Strateji Planı
Eğitim "gerici kuşatmanın" kıskacında
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Deprem bölgelerinde barınma krizi sürüyor

 

On bir ili etkileyen 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçti. Depremler adeta büyük bir insan kıyımına dönüştü. On üç milyon insan depremden doğrudan etkilendi. Yüz binler enkaz altında kendi kaderine terk edildi. Arama kurtarma çalışmaları dahi ancak üçüncü gün başladı ve doğru düzgün yapılmadı. Sermaye devletinin daha fazla kâr, rant ve talana dayalı politikaları işçi ve emekçilerin yaşamlarını, geleceklerini, kentlerini yok etti.

Depremin ilk günlerinde akıl almaz bir basiretsizlik sergileyen AKP-MHP iktidarı ve şefleri aradan geçen bir yılda yüzsüzlüklerinden, riyakarlıklarından hiçbir şey yitirmediler. Daha enkaz altında yüz binlerce insan varken deprem bölgesindeki emekçileri tehdit eden tek adam diktatörlüğünün şefi Tayyip Erdoğan, depremin birinci yılında kendisine oy vermeyen depremzedeleri küstahça tehdit etmeye devam etti. Depremde enkaz altında kalan insanları “oy vermedikleri için” ölüme terk ettiklerini de tam bir pişkinlikle itiraf etti.

Kuşkusuz bütün bunlar deprem sonrasında yaşanan büyük yıkım ve acıların sadece bir yanı. Diğer yanı ise deprem bölgelerinde işçi ve emekçilerin yaşadığı bitmek bilmeyen sorunlar yumağıdır. On üç milyon insanı etkileyen depremler sonrası on bir ilde sorunlar gün geçtikçe derinleşiyor. Depremin ilk haftalarında, hatta aylarında çadır, konteynır dahi bulamayan depremzede emekçiler aradan bir yıl geçmesine rağmen barınma başta olmak üzere birçok sorun yaşamaya devam ediyorlar. Bir yıldır depremzedelerin en temel ihtiyaçları dahi karşılanmadı.

Elbette ki neredeyse sağlam yapının kalmadığı on bir ilde, en büyük ve en yakıcı sorunların başında barınma geliyor. Deprem sonrası yardım şovları ile halkın bilincini bulandırmaya çalışan tek adam rejimi, “bir yılda bütün depremzedeleri evlerine kavuşturacağız” mavalını okurken, hala konteynır sırası bekleyen on binlerce depremzede aile var. Çadır, konteynır gibi geçici barınma alanlarına dahi ulaşamayan on binlerce işçi ve emekçi var. Çadır ve konteynırdan oluşturulan barınma alanlarında ise büyük bir belirsizlik söz konusu. Birkaç metrekarelik, insanların aynı anda oturup aynı anda uyuyamadığı sağlıksız bir alanda aileler adeta yaşam savaşı veriyor. Üstelik bir yılda yağmur, sel, yangın, fırtına gibi çeşitli sorunlardan dolayı konteynırlarda yaşayan depremzedelerden çoğunluğu çocuk veya yaşlı onlarca kişi yaşamını yitirdi. Deprem bölgeleri başta rezerv alan saldırısı ile adeta yeni bir rant ve talan kapısı haline getirilmiş durumda. İnşaatı süren TOKİ’ler saray rejimi için yeni rant alanları açıyor.

AFAD’ın Aralık 2023’de yayınladığı resmi rapora göre 11 kentte 135 bin 561 binanın enkaz kaldırma çalışmaları tamamlandı. Enkazı kaldırılmayan bina sayısı da bir hayli yüksek. 200 bin 61 bina ise ağır hasarlı durumda ve yıkılmayı bekliyor. Üstelik bu rakamlara büyük oranda yıkılması gerekecek orta hasarlı bina sayısı dahil değil.

Yani sermaye devletinin muhtemeldir ki değiştirilmiş, çarpıtılmış resmi rakamları dahi gerçekleri gizleyemiyor. 11 ilde barınma ihtiyacını karşılayacak sağlam yapılar çok sınırlıdır. Yeni barınma alanları ise ne bilim insanlarının uyarıları ne bilimsel ölçütlere göre inşa ediliyor. Yapımına başlanan TOKİ’lerin bir kısmının daha inşaat halindeyken bölgede kesintisiz devam eden artçı depremlerde hasar aldığı zaman zaman kamuoyunun gündemine de yansıyor. Sermaye devleti evini kaybeden depremzedelerin bir kısmına bin bir şart koşarak, beş bin lira gibi çok komik miktarlarda “kira yardımı” ödüyor. Oysa ülkenin tamamında süren barınma krizi deprem bölgelerinde çok daha derin yaşanıyor. İşçi ve emekçiler hasarlı binalarda barınmak için on binlerce lira kira ödemek zorunda kalıyor. Deprem bölgelerinde konutların kiraları adeta İstanbul, İzmir, Antalya gibi kentlerle aynı seviyeye ulaştı. 

Depremin birinci yılını geride bırakıyoruz. Başta konut olmak üzere birçok sorun devam ediyor. Depremde hayatta kalan ancak sevdiklerini, kentlerini, evlerini kaybeden işçi ve emekçiler şimdi de yaşadıkları bu sorunlar ile koyu bir geleceksizliğe mahkûm ediliyor. Bu ağır tablounun; bunca insanın katledilmesinin, kentlerin, doğanın yok edilmesinin ve yıkıma uğratılmasının sorumlusu, önemsediği tek “değer” daha “fazla kâr, daha çok rant” olan sermaye düzenidir.

Deprem sonrası büyük güçlüklerle yeniden inşa edilen yaşamlar ve kentler sermaye düzeninin egemenliği sürdükçe her an yeni bir felaketle karşı karşıya kalabilir. İnsanların katledilmediği, kentlerin, doğanın rant ve talan politikaları ile yok edilmediği yaşanabilir bir dünya için sosyalizm!

 

Kayseri’de deprem eylemi

 

Kayseri Emek ve Demokrasi Platformu depremde ölenleri anmak ve deprem sonrası devam eden sıkıntıları teşhir etmek için basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasını İnşaat Mühendisleri Odası’ndan Kubilay Ceylan okudu. Konuşmasında şunları dedi:

“Depremlerin 1. yılını geride bırakırken depremin en çok etkilediği Antakya başta olmak  üzere deprem bölgesinde barinma, beslenme, sağlık, hijyen, içme suyu, eğitim gibi en temel insani ihtiyaçlara yönelik sorunlar hala devam etmektedir.Kısa vadede bitirilip teslim edilebilecek konut miktarı TOKI verilerine göre 25 bin civarındadır Bu durum siyasilerin geçen yıl verdikleri sözlerin veya ortaya koydukları hedef olan 650 bin konutun ancak %8‘ine tekabül etmektedir.”

Açıklamanın sonunda şunlar ifade edildi:

“Bu bozuk düzende sağlam çark olmaz. İnsana, emeğe, doğaya düşman bu bozuk düzene köhne sisteme karşı emek ve demokrasi mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz Depremzede kardeşlerimizle Şubat depreminin ilk gününden itibaren başlattığımız dayanışmamızı büyütmeye, acılarımızı paylaşmaya, yaralarımızı hep birlikte sarmaya devam edeceğiz.6 Şubat Depremlerinde hayatını kaybeden yurttaşımızı bir kez daha saygıyla anıyor, aynı ihmaller olmadığını nedeniyle hatırlatıyoruz. Bir daha aynı acıları yaşamamak için kaybedecek tek bir günümüzün bile olmadığını hatırlatıyoruz”

Basın açıklamasına BDSP, Kayseri İşçi Birliği, Dev-Yapı İş, Kayseri İşçi-Emekçi Kadın Komisyonu da katılım sağladı. Eylem sırasında “Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok” ve “Deprem değil rant öldürür” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / Kayseri